Eylül'de Cinayet

/Hayat benim için boş bir gemi, çalkantılı bir denizdi./

Üzerimde çok sevdiğim eski bir elbise,
Sağı solu yamalı, cepleri boş,
Duvarlarında ölüm var kaldığım harabenin,
Yüzüm safran sarısı, çizgilerde sarhoşluk,
Kanımda zehir, dünden kalma ilacım dökülmüş yerlere,
Ne reçetesi olur bu zıkkımın, ne de faydası,

Soğuğa alışmış kirli tenim,
Ruhumdan bağımsız adeta, çileli bedenim,
Bak; ecel, sağım, solum, arkam, önüm,
Başka kime yakın bu kadar ölüm.

/Hüznüm; hazanı getirir, en solgun sarısıyla,
Dışarıya belli etmez, içim kanar en derin yarasıyla./

Ah! Kimse bilmez işte buradayım!
Sağ yanımda atan bir şey taşımaktayım.
Yoruldum artık, kendimi doğrulamaktan,
Her gün, her gece insanoğlunu sorgulamaktan.

/Dost aramak yerine oturup ağlamak./

Güneş bile ihanet eder her ikindi sonrası,
Keşmekeş bir beyin bırakır ardında,
Bilmem şehrin kaçıncı sokak arkası serserisiyim,
Bilmem hangi alçakça suçu işledim,
Ve mahkûm oldum insanoğlunun vicdanında.

/Sıradan bir kişi bile değilken/

Birkaç sokak çocuğu taşlıyor hasta vücudumu,
Kalkıp arkalarından koşmak geliyor,
Birinin kolunu, bacağını kırmak,
Bir ağız dolusu küfür savurmak,
Sonra bir keyif sigarası yakmak,
Ne elim kalkıyor yerinden,
Ne bir gözyaşı süzülüyor gözlerimden,
Halime duvarlar bile üzülmüyor,
Birkaç köpek boğuşuyor yakınlarda,
Onların bile umurunda değilim ben.

/Aşk ne için, ne zaman, kaç bin yıl önce!/

Ay, son raksını yapıyor gecenin bedeninde,
Otlar rüzgârla birbirlerine çarpıyorlar,
Sesleri beynimde uğulduyor,
Eylül'de bir çift geçiyor,
Karşı caddeye bakan kapı aralığından,
Görüyorum onları,
Kuğu gibi süzülüşleri, geçip gidiyorlar,
Eski bir taş plak nağmesi hatırlıyor kulaklarım,
?Hadi be sende? diyor içimden bir ses.

Bir sıtma tutuyor tüm bedenimi,
Huysuz bir at gibi tepiniyorum,
Acı patlıcanı kırağı çalmaz,
Heyhat! Ne oluyorum böyle,
Güneş doğmaya hazırlanıyor tekrar,
Ağzımdan derdim boşalıyor köpük köpük,
Bırak doğmasın diyorum,
Doğup ne yapacak,
Ya da ben ne yapacağım,
Yine aynı fasıl,
Eski tas, eski hamam,
İlk ve son suçumu işliyorum.
Eylül'de cinayet!
Güneş ölü bedenimi aydınlatıyor,
Kimsecikler bilmiyor beni,
Eylül bile.

03 Eylül 2009 126 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (4)
  • 14 yıl önce

    Bazen matem, bazen yas Tatlı bir öpücük kondurur yüzüne Önce bahar sonra yaz

    Sevgili kardeşim yazmaya devam.Değişen geleneksel şiir anlayışımızın dışında bir çalışma olmuş.Daha güzellerine. Sevgiler.

  • 14 yıl önce

    👍harika olmşş çok hoşş tebriklr

  • 14 yıl önce

    dünün incisine düşmüş şiiri ve yazarını kutluyorum...saygılarımla

  • 14 yıl önce

    Eylül'de cinayet! Güneş ölü bedenimi aydınlatıyor, Kimsecikler bilmiyor beni, Eylül bile

    tebriklerimle toprağım