Eylül'ün Son Demi
İnce bir sızı gözlerimde
Eylül solan bir hatıra
Mazinin sessiz raflarında
Ucu yanmış bir mektup
Yangına düşmüş bir yürek
Gözlerinde uyandığım sabah
İlkbahardı hayatım yemyeşil
Tomurcuklanmış beş fidan
Hepsi ayrı bir çınar
Yürüdüm gölgelerinde usulca
Coşkun bir ırmağın kıyısında
Ney sesi yükseldi sonra
Derinden bir acı yüreğimde
Yükseldi göklerin en yücesine
“Şimşek oldum çaktım
Yağmur oldum yağdım
Aşkın ile yandım
Ben derdime vardım”
Hayat dertlenmekmiş meğer
Renklerin her türlüsüne
Öğrendim Eylülün son deminde
Bir yaprak düştü yüreğimden
Oturdum sessizce ağladım
Nice kalabalıkların içinde
Yalnız olduğumu öğrenince
Solan her yaprak Eylülün habercisi
Son demin ilk nefesi
Yürümek vakti geldiyse gözlerden
Yapraklar düşermiş tek tek gönülden
Elveda saçlarının sarısında yandığım
Elveda gözlerine doyamadığım
Elveda elveda…
Seyit Ahmet Uzun