Farklı Pencereler

Belki de farklı pencerelerden bakıyorduk birbirimize..
Benim seni sürekli kaybetme korkum vardı..
Senin ise beni hiç kaybetme korkun olmadı..

Ben kötü bir insan olarak döktüm duygularımı satırlara..
Seni kırmaktan çekindiğim kadar çekinmedim hiç bir şeyden..
Senin için ise bir kalbi kırmak çay demlemek kadar kolaydı..
Yani çocukların beceremeyeceği..
Ama yetişkin bir insanın rahatlıkla yapabileceği kadar basit ve kolaydı..

Duyguları saklamak insana ne kadar da ağır geliyor..
Kalem bir yazmaya başlasa bir daha durmak bilmiyor..
Hani her şiirim çalıntı ya benim..
Bu şiiri de kalem gönlümden çalıp yazıyor..

Basit ve ucuz bir oyuncak gibi aşkla oynamak..
Belki de bazı insanlar için bu oyuncak basit olsa da çok değerliydi..
Lakin bazı insanlar için değersiz ve bir o kadar da gereksizdi..

Cebimde saklıyorum hala o elinde buruş buruş ettiğin üç kuruşluk mendil parçasını..
Kıyamıyorum atmaya, senin dokun, senin kokun kokuyor hala onda..
Bir iki sitem kadar yorgunum işte sana..
Geceleri yazılan satırlar kadar karanlık kalıyorum sende kalan sol yanıma..

Şimdi kalbimde atan duygularım bir bina enkazı kadar tozlu ve dumanlı..
Beni göçük altından kurtaracak bir sen varsın, çünkü senin gözlerin çok farklı..
Bir sitemlik daha kal gönlümde..
Sana hasretle bakan gözlerime küfür edermişçesine..

Peşinden koşuyorum kaç zamandır..
Yukarda Allah var bir damla şikayetim yoktur..
Sana varmak için kat ettiğim yollarıma engeller koyman..
İşte bu çok yaralıyor beni, düşünce bir daha kalkamıyor insan..
Dizleri, dirsekleri, kalbi kalıyor hep kanamaklı..

Küçük, ufacık hatıraların..
Sanki bir yanar dağ patlamış gibi..
Büyüyor yüreğimde..
Tek eksiğim sensin..
Hani oltasız bir balıkçı olur mu..?
Küreksiz bir kayık gibi kalıyorum okyanusun ortasında..
Sen bana küsüp gidince..

Belki de farklı pencerelerden bakıyoruz birbirimize..
Ben seni mutluluğa dönüş yolu gibi görüyorum..
Sen ise beni mutluluktan dönüş yolu..
Ben seni ölü bedenime kefen olarak görüyorum..
Sen ise beni Cehenneme giden yolun sonu..