Felsefe Bilmecesi
Sonbahar yaprakları iner heyecandan zil çalan eteklerime
Öyle bir telaş sarar ki etrafımı, gözüm görmez kimseyi
Sarhoş sarhoş, bir şarabın arkasından dolanır,
Bir şarkının melodilerinde savrulurum dizelere
Belki düşer düşer, tekrar ağlarım
Gaipten gelen suskunluklara, lal olurum ben de
Ardımdan iner yukarıya bir sağır duyuşu, o an görmez tekrar gözlerim
Seni anar anar, düşündüklerimle yuvarlanırım gökkuşağının renklerine
Yazıya geçirdiğin kilit ismin harflerinde
Hayatın alaşımlarını alıp
Ağır ağır rol veririm arap kızlarına
Bizim öykülerimiz elden düşme bunalım türüyken
Her nesnede aynı tat kalır
Soğuk, buz gibi bir odaya hapsolurum
Sentezlenir, çağın çağdaş aşk söküntüleri,
Yalnızlık
Yalnızlık, diye diye sanal kimliğe bürünürüm,
Farklı bilmecelerin kiralık manalı şairi olurum
Yazar yazar dururum sonra,
Yazdıklarım Pandora'nın kutusunda saklanır,
Üvey sözlerle yeni bir yaşam kurarım
Kendi yanıma alırım, yabancı metafizik geleceğimi
Bembeyaz imzaların varoluş sebeplerine gelince hayat,
Kelimelerin kan dolu ellerdeki mahkum yüzünü
Felsefecinin tüm söylemlerindeki gerçek hüznünü
Ve arta kalan hikayenin, içindeki çocuk gönlünü
Anlarım bugün
Anlarım ki, bir sayfanın sıcak iklimlere düşüşü kadar
Gerçek değildi, kelebeğin eteklerindeki ömür...
21.09.11
Sentezlenir, çağın çağdaş aşk söküntüleri, Yalnızlık Yalnızlık, diye diye sanal kimliğe bürünürüm, Farklı bilmecelerin kiralık manalı şairi olurum Yazar yazar dururum sonra, Yazdıklarım Pandora'nın kutusunda saklanır, Üvey sözlerle yeni bir yaşam kurarım Kendi yanıma alırım, yabancı metafizik geleceğimi
çok güzel bir biçimsellık..
tebrıklerımı bırakıyorum ılknur..
Yazıya geçirdiğin kilit ismin harflerinde Hayatın alaşımlarını alıp Ağır ağır rol veririm arap kızlarına
biçim güzel, sellerin akması başka nasıl tarif edilirdi ki?👍
Gerçek değildi, kelebeğin eteklerindeki ömür...
bir burası;
e dünya kurulalı 5 milyar yıl olmuş,kelebeğin ömrü zaman kavramına girmez sanırım,
şiir güzel
sevgiyle kalın...
Biraz değişik olmuş!!..Diğer şiirlerinden farklı.. Bulut Bey' e cevaben de aşk varsa bir yerde"ilkellik","çağdaşlık" veya diğer yapıştırma(!) tanımlar kaybolur..:-)
yüreğine sağlık..
aşkın içinden geçerken mutlaka acının bir şeklini tadarsın, oysa hoşlanmakta öyle bir korku yoktur... çünkü bilirsin bir gün başka bir şeyden hoşlanabileceğini...
şimdi hangisi?
hoşlanmak mı? aşk mı?
ee kabahat şiirin başlığını yazanda :))))
dedirtti bu şiir
tebrikler şair...
ilkel bir duygudur aşk. hiç değişmez... ne çağdaş olur, ne de evrim geçirir. fakat her insanın içinde acısıyla tatlısıyla farklı olgunluk gösterir. anılarımızın çoğunu ise sevgi ve nefret biçimlendirir. "ben"cilik dürtüsüyle sürekli çatışan bencillik kavramıyla bir türlü bağdaştırılmayan hatta zaman zaman ötekileştirecek kadar iç dünyamızda çoğaldığımız zamanlardır. yani kısaca aşk "tek" kişilik çatışmasını aklımıza (bu bir şarkıyla, türtüyle, şiirle, vs. vs. vs.) yığdığında öteki için ötekileştiğimizi ve aşkın bir zaman aşaması olduğunu kabullenmeyiz. nedeni biz hala seviyoruzdur. bunu tersine çevirdiğimizde yine aynı çalışan mekanızma bu sefer de içten dışa doğru çalışır... aşk olmakla aşık olmanın arasındaki hassas olan duygu bir an aklın yardımıyla kavrayamaz bunu gerçekten "aşıkmıyım" yoksa "hoşlanıyormuyum. iki olgu da birbirinden çok farklı duyguları barındırsada içinde biz, bazen bunu ayıramayabiliriz. hoşnutluk göreceli bir kavram olup zaman içinde değişebilir durumu ifade eder. ilk başta dediğim gibi oysa aşk ilkeldir, hiç değişmeyen. bu insanlar için 13 yaşında neyse (kendimden örnek verim) 47 yaşında da aynı :) malesef öyle ve güzel olan da bu. (1)