Frezya
..
sana gidiyorum
aç kapını..
...
--------------------------------------------------------------------------------
..
Bir yaz sabahı
Dirilip bir gecenin içinden
Sana geldiğimiz
Cenin böyle
Kaçıp Cennetten dört nala
Uyduğumuz bir düş peşi
Mesela deniz ötesi sen
Mesela yogun bir taka ben
Sonra buluşup bir kıyıda
İzlerken med ceziri
Uyuya kaldık
Bir deniz anası kucağı
Üşüyorsun
Tut ellerimi
Ölelim
Dokunup bir rüzgarın sırtına
Kendime çevirdim ilk kez
Dayanıp sırtına bir bıçağın
Seni anlattım uzun uzun
Ne dediğimi düşünmeden
Dedim ki aşk
Dedim ki hayal
Haydi tamamla işte neyse eksiğim
Duydun mu beni Frezya
Sana gelişimdir sadece bu satırlar
Bakma şair olmaz benden
Git durma
Kalırsan ölürüz..
Sen hiç olmadın aslında
Bir hayal bir düş bir film
Kapalıyken bütün kapıların
Beni unutup bir rüyada
Seni öptük seninle
Ve uyandın bir sabah
Ben yoktum
Seni ben öldürdüm
Yorgun açarken Frezya
Sen hiç bilmedin..
Bir ikindi zamanıydı
Ceset tabut ve Tanrı
Ben cesede benzemiştim
Sen toprakken henüz
Bir masal bitmişti
Beni gömerlerken senin yanına
Gitme diye sarılmıştım nefesine
Ve sonra bir sabah
Seni görmüştüm orada
Siyah bir musalla
Senin içinde öldük biz
Hakkını helal et Frezya ..
Çok ağır bir şiir, kurgumudur gerçekmidir ayırt etmek zor. Bir çocuğun ölümünü anlatan ağıt gibi, gerçekte kime neden yazılmış çözemedim. Eğer algıladığım gibi bir ölümün ardından veda ise oldukça sarsıcı ve etkili. Sadece kurgu ise dağılıp kayboluyor imgelerin içinde anlam boğuluyor. Çok fazla şaire bağımlı kalmış.
Tebrikler ve saygımla...