Gardaş
Bir cahille yola çıktım giderim
Ne erkan biliyor ne de yol gardaş
Sevgi bahçesine davet ederim
Ne diken biliyor ne de gül gardaş
Bir ömür çektim ben onun nazını
Bir kez olsun güldürmedi yüzümü
Aşığım diyerek almış sazını
Ne mızrap biliyor ne de tel gardaş
Zehirle yoğurmuş ekmeği aşı
O güzel gözlerle bakıyor şaşı
Fesleğen gürgene olurmu aşı
Ne yaprak bilyor ne de dal gardaş
Hiç sözden almıyor anlamaz öğüt
Türküyü şiiri sanıyor ağıt
Lale bahçesinde sanki bir söğüt
Ne vaha biliyor ne de çöl gardaş
Bıraksan gitmiyor yapışkan gibi
Sığ suya benziyor görünür dibi
Başına taş düşse benim sebebi
Ne dostun biliyor ne de el gardaş
Bu kadar mı arsız olur bir kişi
Yalanla dolanla bitirir işi
Dursun bu ahmet'in akan gözyaşı
Ne ırmak biliyor ne de sel gardaş.