Garibim Ne Çare

Derme çatma bir yuva
Ahşaptan yapılı sundurma
Kırık dökük pencereler
Isınacak yok soba
Her fertte ayrı dert

Anam doğurmuş dokuz çocuk
Babam olmaz dememiş
Ardarda bebe eklemiş
Gelene kucak açmış
Garip kadın ne yapsın

Her gün ayrı bir elem
Baba, elinde hızarı odun keser
Hane halkı rızk bekler
Kimi doğuştan şanslı
Biz lokmaya şükreden

Zengin beğenmez bizi
Git der git öte
Parası boldur
Almasın sefaletin kokusunu
Yok pahaya arar köle

Mecbur kalınca insan
Boyun eğer ağaya
Çok gün aç kaldım
Ödedim bedelini
Doydum içtiğim suyla

Suçmu fakir olmak
Masumiyeti satmamak
Ana hasta yatalak
Komşudan gelen bir tas çorba
Bir oda , dokuz kurda

Garip kuştur bizim gibiler
Yuvasında huzur bekler
Çaresizlik peşimizde
Parası olan çalar boruyu
Olmayan biz gibi sefalette yüzer



Ey insanoğlu sözüm meclis dışarı..
Köle sanma fakir insanları...
Yoksulsam dilenci değil...
Gün gelir bir gün sizde düşersiniz bu hale...

DERİNDEN BİR DİP NOT:Araştırmanın yaşam koşullarını gösteren sonuçları da dikkat çekici; 'Nüfusun 4'te 1'i kiracı. Halkın yüzde 42,2′;sinin konutunda, ?sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve benzeri' sorunlar var. Yüzde 42,9′;u korunaksızlığı yüzünden konutunu ısıtmada sorun yaşıyor. Yüzde 59,3′;ü günlük ihtiyaç için aldığı borcu ödeyemez durumda. Yüzde 87,4′;ü evden uzakta tatil yapamıyor. Yüzde 62,5′;i beklenmedik harcamalarını karşılayamıyor. Yüzde 82,1′;i yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileyemiyor. Yüzde 60,5′;i iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek yiyemiyor. Yüzde 37,8′;i evin ısınma ihtiyacını yeterince karşılayamıyor. Yüzde 43,9′;u yeni giysi alamıyor.


18/05/2012
İZMİR

18 Mayıs 2012 142 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    Yürek bekleyişlerinin o dar odasında, içimizin ılıman mevsimlerinden bir buz dağına tırmanırız, hayata inat, yaşamaya ole demek için. Hep birileri bekler kapının ardında, ya da kaf dağının öte yamacında. Uzun bir bekleyiş öyküsüdür aslında hayat ve biz o bekleyişlerin içerisinde var olan yürek havarileriyiz. Ne yana gittiğimiz değil, bazen nereden geldiğimizi öğrenmek isteriz. Ruhumuzun kılı kırk yaran düşünüş odalarında bir iki bozuk cümle, birkaç yırtık parça gibi bir yerlere dikilmeyi bekleriz. Kutladım.