Gaybden Haber

sokaklar mı daralmıştı?
sığmazlığım haddini mi aştı?
içimdeki buhran çölünde
sam yelinin veledleri
yüzüme çarpmıştı
yoksa sığmazlığım bundan mıydı?


duyacaksın bir gün tüm çığlıklarımı
sessizliğin peronunda, sesim sesine varacak
ismim tekrarında, kulağında çınlayacak
cismim siluetinde gözlerine kararacak
kibrin zihnini sorularda boğacak
gönlünün panosunda resmim kalacak


çığlık kokarak ve korkarak geceleri
arşın doruğunda sevdam uçacak


gecenin hüznünde birkaç damla gözyaşım kokacak
ben hep mağlup, senden yetim
sözcüklerle çizilen resminin altında imzam olacak


zıkkım ve zakkumun sofrasında bir isyan kopacak
zamanın saydamlığı tahammülünü kıracak
güvendiğin dağlar seni toz bulutuna satacak
saflığın ve doğallığın pişmanlığın olacak


Ben ise;
ihtiyarlığımın çarmıhında
dilim torunlarıma seni anlatacak...


sitem kokan bir aşkta
her dem tüten nefesim kalacak
zonklayan beynin her damarında
senin adın ritmim olacak
inadına durmayan kalbim
her atışta
beni anlamayan yârdan dem vuracak


matem susarak ve susayarak çölün meydanında
yaşayan bir ceset kokacak


vaktin seyrinde,
numune bir günde selâ duyulacak
kulaklarında çığlıklar kopacak
gözlerini bulutlar yaracak
yanaklarını nem denizi saracak
sensiz vaktin birinde
küçük kıyametim kopacak
her şeyimi
ve her şeyini
burada bırakarak
bir avuç toprak,
bir mezar taşım tek yoldaşım
unutulup giden bir kemik yığını kalacak
destina