Geceleyin Siyaha Boyanır Çığlıklar
Şafak söktükçe odanın rengi İzmir mavisinden sonbahar grisine dönüyordu.
kırlangıçların cennete girme olasılığını
şeftali ile portakalın yakınlığını
insanlar ile karanfiller arasındaki bağı
sigara ile hint keneverinin akrabalığını düşündü
düşündü
dünya üzerinde ki her şey tehlikedeydi
Tanrının omzuna başını dayayıp hayatı şikayet etme lüksü yoktu
özleyecek bir yer
gidilecek bir uzak
yoktu
düşündü
düşündü
üşüdü...
ömrün yürünen bir şey olduğunu öğrenerek
kader bizi yola sürükledi
alfabemiz söyledi
bir gün herkes ölecek...
.......................................................................................................
bir bulutu giyindim
üşümem
üşümem
tebessümümle cebelleşen hüznüm
beni yağmur yap
tüm düşler kadar kısık sesim
aynanın ortasından gölgeme baktım
sırrıma dil çıkardı derim
benim kederim
kuşları dökülen şehirlere denkti
deniz kenarında unutulmuş ıslak bir balık
gibi çölü susuz bırakmayan mucize
arıyordu çocukluğumu
her yanım kıbleydi
Allahım
ayıkla geceyi üzerimden
yüreğim devrilecek gibi ağır
ağır
ağır
bağırayım
sonsuz aşkların arkasından
beş duyulu kaoslar
hükümetler, inanç sistemleri, devletler ve demokrasi
ekim ayı, mayıs ve haziran
binlerce yara göğsümüzde oluşan
ve hatıralar
eski fotoğraflar
itina ile saklanan sırlar arasında
güneş kokmuyor hava
maviden güzeli yok
ölmüş zaman içinde
şarkılara geç kalınmamalı
aşka gelince sıra, boşa geçen zamana ağlanmalı
kaç saatliğine kaçmış ömür
bir çocuk ne çok gülmüştü dün
ey çocuk,, göğsümden öp beni
deprem çantamızda saklanan sevda
yıkılmadan tut beni
felçli bir akşam üstü gibi
denize düştükçe ölüyor güneş
turnalara yüklenmiş türküler
avuç içlerinde uyuyakalmış düşler gibi
derinleşiyor hasret
kaç solukluk bu ömür
bu teslimiyet niye
bir tutam öpebilsek sevgiliyi
ay tutulur ses tellerimizde
sahi ne zaman gelecektin sevgili
yağmurumdan tut şehirlere dağıt beni
gırtlağa kadar çekilen yangın
şarkıların serinliğine muhtaç
yer yüzüyle, yâr yüzünün kavgasıdır hayat
güzel şarkılar bitmez sevgili
bitmez
sadece sessizleşir
kokunu unutmadan
sesin dağlaşsın tenimde
boynunu uzat sevgili
boynunu uzat...
Şafak söktükçe odanın rengi İzmir mavisinden sonbahar grisine dönüyordu.
kırlangıçların cennete girme olasılığını şeftali ile portakalın yakınlığını insanlar ile karanfiller arasındaki bağı sigara ile hint keneverinin akrabalığını düşündü
düşündü dünya üzerinde ki her şey tehlikedeydi Tanrının omzuna başını dayayıp hayatı şikayet etme lüksü yoktu🤐🤐🤐🤐
Yüreğine kalemine sağlık şair kelimelerin raksı vardı kutlarım şiir yüreğini👍👍👍👍