Gecenin Mührü

nasıl bir cehennemden uyandım
nasıl bir rüzgarın önünden sürüklendim
uçurumlardan çıkmış gibiyim
uyutmuyor beni düşünceler
uykularım kabus mu ?
her gün bir acı
bin sızıyla uyanıyorum
aynalarda yüzüm
yine açmış gecenin iltihabı
gözlerim dalgın
gizli hüzünler taşıyor
bakışlarım solgun
biliyorum
hiçbir ayna bugün
göstermez beni
dokunsalar ağlayacağım
sırtını dönen şehre
ben de dönüyorum
en uzun güz günleri geçiyor
kış geldi soğuklarıyla
kendiyle mutlu
kendiyle yorgunum
henüz başlamadı
kırbaç gibi iniyor gün
uçuşacak birazdan saatler
düşeceğim yola erkence
elim yüzümde
dudaklarım çatlamış sanki
sızı sızı
bir mühür bırakmış
ısırıldığım yerden ısıran gece..
30.10.2019 / çengelköy