Gecenin Romantizmi

Ah gecenin romantizmi

Melankolik sakallarım benim

Çaldın kapımı yine


Hoş geldin

Dök meyveni sunağıma

Soğuk yanıma

Cemreni düşür

Kendimi pay edeyim

Hoşuna giden yanımı

Çekinmeden söyle bana

Gülü baştan çıkarayım

Al yazma eyleyim başına

Eline bir avuç altın

Düşlerin sarısına

Gönlümü dağıtayım bol keseden

Kaçak yollar, patikalar kurayım

Saçlarından gönlüne inen çizgide

Gülümsemeler tamir edeyim

Uğur böceği uçurup elinden

Pabuç ve terliğe inandırayım

Çıplak ayaklarını

Dile benden ne dilersen

Şişenin dibini görmüşken

Üfle tütün kokan nefesini içine

Saydam hayallerinin

Yenisini dik toprağıma

Susuz bırakıp

Yağmur duasında

Ağzına koş beni

Yetsin ılık ılık açlığına tohumunun

Çamurdan insanı yoğur ellerinle

Elmayı koparıp dalından

Cennetini hazırla Lilith

Bir ısırık yaratır en baştan

Kabul olmamış dileklerini

Günaha girip

Aklan benimle


Ah gecenin romantizmi

Melankolik sakallarım benim


İçerdeyim

Gel buyur

Demlenen çayı

Suya kavuşturalım

İnceltelim

İstenen kıvam gelene kadar

Sözlerimizle birlikte

Perdeyi kapatıp

Karanlığın koynunda bağdaş kuralım

Ateşe verip geçmişi sobamda

Mazi de ettik mi soğuğu

Anlatmak sırası sarsın etrafı

Sıcakla yükselen havaya karışıp

Koştursun etrafta sözler

Hoş bir telaşla

Kulağımdaki hengame dinsin

Gözyaşı gibi uzasın

Kömürün karası

Kırılgan natürmort izini

Kaçak damperleyip bahçeme

Düşsün sonbaharda çuval çuval

Mutlu bir imece

Kusar salonum duvarına

Her yağmurda

Fırça darbesi vurulan

Soyut karanlık gece


Ah gecenin romantizmi

Melankolik sakallarım benim


Kirli ellerime doğan oğulu

Sarıp sarmalasam

Kilim motifi nakış edip

Astığım odamda

Çığırsa da

Henüz tuzlanmamış gözyaşı ile

Çağırsa da memeyi ağzına

Yetim kalırdı yine de

Elindeki değnekle

Dağlarında memleketimin

Koyun koyuna yatıp

Çakı gibi

Çoban olurdu yine de

Sözcükleri kararmış zihnin

Çare olur mu çığlığına

Baş üstündeki hale


Ah gecenin romantizmi

Melankolik sakallarım benim


Bilmem kaçıncı yüzyıl tablosunun

Açıktan arttırılmış duygusu

Dört köşe haz ile palazlanır

Seçilmiş kutsal kötünün

Gizemli lal dili

Yağlanmış yarı oynak eklemleri ile

Tuval arkasında

Ressamı ile oynaşır

Ritüele yatırıp açık seçik

Saklı kalan çıplaklığı

Sorgulanır yettiğince

"Söyle!

Kaç zamandır düşmedi

Yanağına ulu orta bir pembe

Somut soyunuk utanma

Çıplak harfler

Kelimelerin elbisesi yok"


Ah gecenin romantizmi

Melankolik sakallarım benim


Güneşten ışık çalalım

Karanlıkta kalmış evime

Gün ışığını çağıralım

Çatlak penceremden sızan

Işığa itaat edelim

Tozutalım da

Görünsün hücum eden ışığın

Her bir zerresi

Aydınlığa hasret sen

Sana hasret ben

Işık aydınlatsın

Yetisi körebe ruhunu

Yakalat bana bile bile

Tenin altında körelmiş hislerimizi

Çarka verelim el ele

Buğdayım eğileyim

Boynum belinden ince

Önündeyim hasat eyle

Kavruk bedenine kat

Tohum tohum ek yeniden

Harmanında toprağına serp

Çığ düşür yamaçlarından

Ağırlığını bileyim

Çiğ düşür

Hafifliğinde boğulayım

Yakın olayım


Ah gecenin romantizmi

Melankolik sakallarım benim


Çatlamış duvarlarım

Hüznü sarı ahşap kapımın

Teskin edilen cam kırığı

İklimi gözler önüne serili

Dört mevsim sızılı dış kapım

Terekliğim gözü dolmuş

Üzerlik kokar gecekondum

Yatıya bırak

Elindeki çiçekle kendini

Evime hoş geldin

Gel hoş eyle beni...

22 Kasım 2025 9 şiiri var.
Yorumlar