Geçmiş Zamanda Düşülen

...şöyle bir şey çiziktirmişim okuduğum bir kıtabın iç sayfasına...

sabah yapışıp kalırsa olduğu yerde
zoraki ilerlerse bedenin
dalganın gücüyle
iteklerse sırtından
yürü o zaman kardeşim
zararı yok...
seninse devam etsin kinin

ve devam etmişim (kendi yazımı okuyamıyorum ya...)

kendi namıma üzülmüyorum (burası da böyle yazılmış...)
nasıl olsa sürer giderim (ne süreceksem tarla mı kaldı?)
bir dilim kuru ekmekle (artık burası da klasik oldu değil mi?)
boğazıma kadar sıkıntı içinde (hele burası bir sen varmışsın gibi..)
yine sana sana yine
bildiğimce karşı gelirim (kime karşı geliyorsun? .Hak-huk-ad...varken...)

ve devamı var...

dedim ya midemi kazmalarla tehdit etsen de
topunla tüfeğinle tankınla roketlerinle
görkemler içinde Allah'ın mavi göğü altında
yatırıp kessende (sizi değil beni...Öyle anlaşılmalı...)
dedim ya kendi namıma üzülmediğimi (tekrar yok...Al sana hata...)
hayatında bir taş kırıntısını sevmesende (taş kırıntısı...size bıraktım sevilir mi sevilmez mi?)
kardeşim sürer giderim (nereye gidiyorsun? Sür sür bakalım...)
siyah bir zeytin çekirdeğine (anama yaptıkları işkence geldi usuma...)
zülmünün fotoğraflarını
akıttığın kanlarla oluk oluk çizerim... (ne anlatmak istemişim ki? Tuhaf ben de anlamadım..?)

tarih karalamışım...okuyamadım...
anladıysam arap olayım
30 Ocak 2011 135 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    hayalini bile hayal olarak hatırlamak o en geçmiş zamanların ve de gün bu gün irdeleyebilmek.Kimbilir acaba neden,niçin,nasıl notlar düşüldü ki yıllar sonra sayfalar yine de acının bukluğunda bir tad bırakmış..

    Güne umutlar taşısın yürek karıncalarınız şair...