Geldim Gördüm Gittim Geldim
Geldim
Ansızın oldu bu geliş
Ama
Suçum yok, davete icabet ettim
Ben sadece kulunum
Helalleştim, gideceğim gün gibi aşikar olduğu, gönüllerle
Onlardan yana kaygısız
Nefretten yana usulsüzüm
Şahadetimin şahidiyim sadece
Kin tohumu ekilen toprağa kurban ettim kanımı
Örtüm üstünü etimle kemiğimle
Bin yıllık geçmişin rıza sıyım
Yüz yıllık geçmişin vicdan sazı
Üç beş yıllık bir sayfanın el yazısıyım
Bugünün can çekişen has ruhları arasında ruhum
Gelecek kapısında vardım
Gerisi muamma
Beklentilerine cevap veremediklerim oldu
Özrümü diledim
Ve burada ve izin verirsen bir daha
Özür dilerim
Karınca yasemin gül aslan ağaç fidan
En sade biçimiyle taş, hiçbir bencilliğime alet etmedim
Hee!?
Kabuğuna taş attığım kaplumbağa
Çocuktum ve kırılacağını asla ve asla akıl edemedim
Ve müdafaanın sadece ellerimi siil den kurtarabileceğini
Yüreğimde biten silerin beni geceleri uykulardan uyandıracağını
Hep sığınmak varken, Sana
Büyürken rağmenlere tutunmak istemezdim
Tecrübenin kalıtımsal olması için o gün dua ettim
Senden
Çocukluğumun
Çocuğumun
Çocuklarımızın bu gafletten kurtulmasını diledim
Ve mutlu olmak için kaplumbağadan af dilememesi gerektiğini
Kızgın oklar misali an ve an hücrelerime nasihat eyledim
Merak ederek, ölümü yaşadım
Merak ederken yaşamı, öldüm
Buraya gelirken gönlümde ferah bir ırmak yaratan gözyaşlarım oldu
Ne aşk adına ne de ölenlerin ardından nede ziyan olup gidenler için
Birkaç köpek yavrusu için döktüğüm birkaç damla olmasa, anladım ki dilim kuruyacak ve huzurunda konuşamayacakmışım
Aşk demişken
Onlara hediye bıraktım
İçimin en derininden verdim, belki tamamlamadan gittim ama
Bunu bir görev belledim
Aşılamak gibi ağacı
Eklenerek çoğalmaktı amaç
Çoğaldıkça özümü sakladım biliyordum başka biri daha var, aç
Çiçek açmaya henüz başlamışken
Henüz yüz çevirmişken bahara
Güneşin kızıllığında
Aşkı tabiatında hissetmesi adına
Oradan uzaklaşmaktı reçete
Biliyordum aşka giden yol benden değil güneşten geçmekte
İyiliklerime hiç borç bulaştırmadım, ödeşmek hiç olmadı kafamda
Gece yatarken yüzleşmek istedim sadece, dünyayla
Daha çok vermişsem uyudum
En çok uyudum, korkularımın tabiatıyla
En çok sessiz kaldım
Yalanlarım kadar sustum
Ya da olasılıklarından korktuğum kadar
Tereddüt zehrini yudum yudum içerek ilerleyenler
Abı hayat şerbetini hayal edemeyenler
Mistik organizmalarını batıla emanet edenler
Zevk-i simya içinde gününü gün etmekteler
Direndim
Okudum anlamak için
Anlamlaştırmak için yaşadım
Anlamadığım için üzüldüm
Anlamlaştıramadıklarım kadar yaşamışım
Hep üzgün
Binlerce cellat kendi ritüelini ayak izlerime enjekte etmek isterken
Kendi yoluma kül döken bendim
Kendi izime düşen de
Elimden geldiğince alışılmış psikolojik ama inorganik pislikleri
Benim olmasa bile temizledim
Helal ime halel gelmesin istedim
Ben yürüdüm
Ve o yoldan en son ben geçtim
Savaş çığırtkanları ne zaman ağzını açsa irkildim
Yüksek seslere karşı içimden daha yüksek bağırdım
Bastırmak için değil, içimde sadece ben ölebilirdim
Oruç tuttum bir ramazan, bir ramazan boyunca
Bir kez cumaya gittim
Bir kere hacca gidemedim, malum parayı sevmedim, oda beni
Zekatımı verdim, hepsi benden zengindi ama olsun, emir demiri keserdi
İmanımı sen gördün
İnandıysam sen biliyorsun
Medet ummadım belki ama
Mutlaka, belkilerime dahi itaat etmeliydim
Herkese bir gül verecek bir bahçem hiç olmadı ama
Gülen yüzümden kimseyi mahrum etmedim
Gölü tatlı diye sevdim
Denizi tuzlu diye
Güneşi baharda
Kar ı ruhumda hissetim
Yağmur bereket diye ıslandım
Depremi fikir ettim
Akılı zikir
Adın tenimde yandı tenimde söndü, ben her an alev alevdim
Senin nefesini çektim her defasında ciğerlerime
Koruyorsun diye şükür ettim her soluğu sana iade ettiğimde
Değişiyordu geceler bile
Her an özlemlerim besleniyordu benden eksilenlerle
Toprağına mülteci bir yanımı bıraktım, yaktım, yok şuan bende
Zamanı kum saatine çevirip köleler gömdüler, inancımın birazını onların toprağına döktüm
Vakitlerine efendiler musallat oldular, küfür bile ettim
Hayatın esiri olmamak için kaç sefer senin sınırından
Kendimi kaybederek döndüm
Görmedim deme!
Nefsimi ayna yaparak
Kendimden ayrı düştüm
Mükâfat hayır hayır
Hayır hiç beklemedim
Sana göre kısaydı belki ama
Ömür
Yıldızların kadar nokta
Nokta nokta nokta
Değişiyordu her noktadan sonra acım günler gibi
Parçalanmış yüreğime batıyordu güneş her seferinde
Paramparça yüreğimin, her seferinde başka bir parçasına
Sürgün değildim yaşamak için gelmiştim
Papatya var mıydı?
Evet
Arı bal yapar mıydı?
Evet
Deniz yakamoz sevgili
Irmaklar akar mıydı?
Evet
Tamam ama
Ben insandım, gözlerimi kulaklarımı insanlık belasından kurtaramadım
İsyan ettim
Özgür değildim
İnsansal galeyanlar arasında bir çok kez ezildim
İsyan ettim
Sessizdim
Çığlıklarımı duymaz hale gelmiştim
Kelebek olmak istedim
Bir gün sesiz özgür ve huzur içinde uçabileceksem
Bir sonraki günü kelebek olarak geçirebileceksem eğer, bir önceki günü kılcal damarlarımla birlikte isyanla geçirebilirdim
Zindan koza mahkum ateş kim adına ne derse, razıydım
Ölümden öncesine ya da hemen sonrasına
Kardeş kardeşi vuruyordu
Kimseye sormadan fetva verdim
Düşüncelere bir şiir hassasiyetinde girmek istedim
Gayet meşru dedim intihar;
İntihara vize kaldırılmış
Allah kaldırmış
Âdem ile havadan hemen sonra
Çocuklarınız kendini öldürebilir demiş
Korkmayın demiş bende ki bu kudretle daha çok çocuk ola
Başkalarını öldürmesinler yeter ki
Kalanlar nasıl olsa kardeş kala
Savaşlardan iyi değil mi intiharlar
Ya da hiç savaş olmasaydı
İntihar eder miydi insanlar
Ya aşk
İntiharın delikanlı hali
Genç kanı gerekse üzerinde yaşanılan toprağa
Al sana en canlısı en kanlısı en proteinlisi
Heyecanlısı çıkarsızı adrenalinlisi
Onurlusu gururlusu haysiyetlisi
Ve analar derdi ki
Bin şehit daha veririm gerçek aşkların yurduna
Demese miydim
Ya da sınırından geri dönmese miydim
Tek bir keşkeyle geldim karşına o da çelişkili, iyi ki ile
Cennet hak
Cehennem müstahak
Ben hiç bu kadar basit düşünemedim
Hakkım hakikatten üstün olamazdı
Yetindim
Kendimde o gücü bulup öldürebilirdim
Sen adına yaptım deyip karşına çıkabilirdim
O bir katildi,
--ben ne oldum
O bir tecavüzcüydü
--bende oldum
Mesele
Ben ne olamayacaktım
Sen adına çalıp, adını ağzından düşürmeyenleri sevindirebilirdim
Masallar hayal idi hayallerim gerçek
Yapmadım
Sen senim dedin ya! madem içimdeydin, sabır ettim
Mey içtim
Ömür sorgusuz sualsiz cennetine kabul ettiklerin için, kısaydı
Geri göndersen bu savunma yerine bir cümle ile gelirdim karşına
?Ben yine içtim şarabı'
Güzele baktım
Rivayet odur ki sevaptı
Bence de, pişman değilim
Irkım vardı benim
Mezhebim
Onlar benlik değildi
Kimse bana demedi, seç
Ama halimden memnundum da hani
Geçtim ben onları 9 ay 10 günlükken
Sende geç
Tarihin avuçlarında bir teselliydim, hayatını idame ettirdiğim can için
Kendimi teselli ettim, affedersin inşallah, ufak defek günahlarım için
Oğlum olmadı
Kızım olmadı
Eşim olmadı
Ben beceremedim yaşım uygundu, dünyanın en özel varlıklarıydı
Anlayamadığım en özel kelimeyi telaffuz etsem kızar mısın, kader
Annem oldu
Babam oldu
Ve kardeşim
Sen bahşettin, dünyanın en güzel varlıklarıydı
Anladığım en güzel kelimeyi telaffuz etsem kızar mısın, kader
Kadın erkek ırz namus şans fazilet onur.....
Lisan için vardılar, özü kelimelerle tanıtmak için
Bir de ?suzlar; gencecik bir iklimi, bakir bir meleği katledenler sömürenler iliklerini kemirenler
adiler yavşaklar şerefsizler, o iklimin havasını bana teneffüs ettirdiler
Utandım
Yerin dibine girdim metrelerce kendime bir yer bulamadım
Kıyamet dedim,
Muhatap olmadın
Ayrılaştım, mecburi istikametinde giden trenlerde yolculuk edenlerle yoldaş olamazdım
Gayrılaştım
Tersine koştum rüzgarın
Zıttın da aradım manayı
Azım/sandım
Saplantı dikenleriyle çevrili ülkelere gittim
Ön yargının beşer üstünde yükseldiği şehirler gördüm
Hoş görünün bodrumlarda saklandığı binalarda yaşadım
Her doyuma ulaştığımda bir meteor düştü boğazıma
Umut seferlerinin yelkenlerini açtıktan sonra denize atlayan
Her seferde ilk miçosu
Her seferde son miçosu
Olmakla gurur duydum
İyi ki doğdum
Yardım bekledim
En az senden
En çok yeni doğandan
Tek bir arzım var sana sunulabilecek
Oda samimiyet
Gerisi dünyada kaldı, cezasızlıkları müebbet
Dün gelmek isterdim sana
Daha az suçsuzdum belki de
Ya da bin sene sonra dengeleyebilir miydim desem, sana yine kaçış arıyorum gibi gelebilir
Matematiğe ödün vermedim, biliyorum sende vermezsin
Anladım
Gün bugün
Geldim...
Kainatına sığdıramadım sevgileri, sana geri getirdim.