Geniş Zaman Hatıraları

İki kurşun arasıydı senle ben arasındaki savaş
Ve savaş kurtarmak şiirleri esirlikten

Isındı namlu, dokuz milim umutlar
Gez, gör, aklım kaçık
Kuru bank
Ben öylesine ıslak ve delice
Tozun ellerimde öpücük kadar kurgusuz

İstanbul'un gömleğine düğme olduktan ötedir
Saçlarında bir beyaz kuğu süzüm süzüm
Seni hatırlamak adına
Öylesine hırçın heybet
Sultanahmet!

Çarşafa sarılır hasretin inadına
Sırtımdaki heyecanı mafsalına ilkâh ederken
Ağaç gövdesinin kabuğu yastık
Kaç yatak değiştirdim geceleri bilmem

İki şehir arasıydı senle ben arasında gurur
Yollar dağa mahkûm şoför ıslığında kudurur.

Ben damarından akan kanım
Aşk âleminde tek sabıkanım
Emniyet kemerine yazdım ismini
Bu yollar ezberlemiştir cismini
Sen öylesine suçlu ve masum

Tutma kederimi gök yüzünde
Hurma çekirdeği örneğin
Eskimoların sesi gökyüzünde
Neden çocuk olmasın ki aşkımız?
Bahar gelmiştir okyanus üstünde
Tanrıtanımaz Titanik usulü şaşkınız

Sır yumağının çözülemediği tek nokta sızlayınca
Bütün kâinatı yörüngesine saplayacak yağmur
Ben ağlayınca
İçinde bulunduğum doğru yerse
Bu zamansız gelişin neyin nesi?

İki ikindi arasıydı zamanın içinde zaman bulan
Ve zaman üstü zamanlardı senden bana kalan

Kalem sigaram kâğıtta sönüyor
Günde iki kez gösterince doğruyu bu saat kulesi
Her doğruda sen noksan
Neyleyim bu hayatı, bu yarışma, çırpınış
Sen yoksan

İki kül tablası mezardır hayallerime

Oysa ölüm bile paklamaz beni

Sen gibi