Gerçeklik
Ne hayal ne bir rüya tüm çıplaklığınla gerçek
Ektiğin her ne varsa önüne gelecek elbet
Ellerin birleştiği yerde altı zincirli bir kelepçe
Yokluk kıyafeti giydirildiğinde cansız bedene
Bir imamın sesi gelecek kulağımıza ket
Her söylediği kendinden menkul, keramet
Kalubeladan beri bilinir gayrı herkese net
Hayata ne verdiysek karşılığı olacak elbet
Gözlerimizi kapattığımızda uçsuz bucaksız bir aydınlık
Ruhumuzun içinde yuvarlanacağı ışık dolu dipsiz kuyular
Sanki kendi özünden kaynaklanan şıkır şıkır ışıltılar
Gökyüzünde karanlık lekeler halinde belirecek yıldızlar
Karanlık bir gökten ve çok uzakta
Karanlıklardan daha kara devasa
Alevden kuşlara dönüşecek küçük kıvılcımlar
Hiçliğin makamında huzura duracak canlar
Belki kurtuluş belki yanıp yanıp tutuşacaklar
Belki bu humma bitip huzura erecek ruhlar