Girdap
nehir kırığı içimin yankısı
feryadı ölmüş onca rengin ayazı sesim
yandıkça eksilen bir kopma
orman uğultusu kapılar
ezberi seyrilen alaca uçurum
sızıların gölge kuyusu
duvarların sılalı teninde tarihler
göğsümde siyahın güneşi
yakılmış harflerin en derin pençesi
boşluğa sallanan aynaların mutlağı
esrarlı gürültünün göç kınına seğirir mevsimler
en köklü kayboluşların yılgın şemşiyesi
yaralar sırlar karanlığı
nice saklı suların eşikten teğeti ömür
hâlâ sığ bedenlerde yorgunluğun küllüğü
yalpalanan girdap
ve akan bir şiir zaman
içimize çökelmiş dumanların kızıl yağmuru
dudaklarımda sağır ordular
korkusuz serüven
Ey ıssız ağaçların uykulu gecesi
yumruğunu sıkan sessizliğin astarı
şu penceresi açık odaların anlaşılmayan havası
Islıklı limanların uzunca eşliğinde
Parçalar
Parçalar
....