Gitmeli Evet
ve esmerleşir şafağın tüm sesleri
lodostan artan kalıntılarına, çınar diplerinde dökülürken son sular
gitme kal demem artık
fırtına koparan öznesine, düşlerin
git
sesleri titreten
kavgaları koyup cepkenlere
münafık masallar anlatınca şarkılar ve bir bardak kırmızı şarap
bildiğin öykülere dökül, kepenkleri indirince şehir.
Gitmeli evet
yaşlanmayı deneyip
kırsalın ölümü yaklaştıran yamacına
irsi yalnızlıklar kuşanınca kavrulan tenin
viran verandalarda uyutmalı kederi ya da kaderi
öylece kapanmalı
tahta masalarda, eski radyonun kırık düğmeleri
akşam akşam gibi olmalı yine
sabahı muamma uykulara serip döşekleri
bir yastıkta kocatmalı eski düşleri...
'akşam akşam gibi olmalı yine ' , insan insan gibi olmalı, şiir gibi şiir okudum kaleminizden 'bildiğin öykülere dökül kepenkleri indirince şehir' dizesini ayrıca düşünürken ... sevgiyle kalın
Keder ve kader git diyorsa ayaklar ve yürek de durmuyor zaten...👍