Giyotin Dostluğu

düğümlenmiş bir urganım toziçinde
kendimi bile taşıyamıyorum
seni nisanda kaybettim
yanlış mevsime bakınıyorum
kırdığım her camdan zaman
alnıma bir çizgi daha atıyor
sesimde mutlu seslenmeler kalmadı
hatırımda ki sesini de harcadım
ismi, yedi pamuk kilitli sandıktaki
fotoğraflarına, arabesk devrim yaşamadan bakamıyorum

yanlış bir söylenti dolanıyor
kuşluk vakitleri ılık ekmeğimde
damağımda vadesi geçmiş fatura tadı
o koku değil artık bu duyumsadığım
yastık uçlarını ıslatarak
anlıyorsun ne ben Bosna'dayım
ne de sen İstanbul'da
ne o küçük evimizde kahvaltıdayız artık
ne ortaköyde sahaf gezgini

sıcaklığını hissetmeden göçeceğim
bir daha elmacık kemiklerine kurulmadan
saçlarına çocukluğumu düğümlediğim
bilki o gündür nefes almıyorum

durmadan hüsran mı kim bilir?
inanmak gelmiyor içimden
o çöplükteki yastık baş koyduğumuz mudur?
çoğala çoğala incindiğimiz
hani Bosna evinde poşeti boylayan
hep imkansız mı umutlanıyorum
beklentimi parmak uçlarıma nefesleyerek
sen kadınsı toprakta çığlık çığlığa
büsbütün intihar tenli
sonbahardan bahara giyinen
ben uykusuz sabahlar yazgını
kedi köpek açlığında seslenilen biri
yüreğinin çarkları pas tutmuş

can versek mi ne
en büyük günahı kucaklayarak
saklı bir umut tomurcuklanmamış mı gülüşüne
ya kirpiklerin fena halde ilkbahar
filistinde kanatlarını bırakmış melek
yeniden burgazı örtüyor muhacir yaşlar
şafakta kuş cıvıltısı çağrılı ve aç
kafamı doğrulttukça giyotin dostluğu
beşer hayatından çekiniyor
rüyalarımızda el ele uyanışlar
kabuğumuzda buluşmalar atlası
etimizde intiharın genel provası...

21 Eylül 2017 84 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 6 yıl önce

    düğümlenmiş bir urganım toziçinde kendimi bile taşıyamıyorum .. Ne güzel bir girişti, ki şiir de öyle 🙂

    Kaleminize sağlık