Göm-ün Beni
Unut beni
Olabildiğince çabuk
Yapabilirsin bunu... Biliyorum!
Yalvarırım beni unut
Tek tek azat ediyorum sözcüklerimi artık...
Namerdim yalanım varsa!
-(duyar gibiyim 'namertsin' çığıltılı gözyaşlarını)
.
.
.
Deliler gibi öykündüm atabilen kalplere her zaman
Ve her zaman
Aşk tanımları kaosunda geçildim göğüs farkıyla zamana
Türlü türlü kadınlar tanıdım
Ki
Hayli *besiliydi her biri
Buyur edildiğim her eşkenar üçgen masada
Aç gözlü birer yamyam gibi
İştahla yediler
Özgür sözcüklerimdeki cehennemi imansızlığı
Nefes aldığım her yer kan kokuyor artık!
Masalar...
Sandalyeler...
Duvarlar...
!
Kirpikler...
Boyunlar...
Kalçalar...
Artık kan kokuyor nefes aldığım her yer!
Gecelerim geçkin bakire kuraklığında uykusuzluk çekiyorken
Tek damla suya dizleri üstünde seraplar görür sabahlarım
Çirkin dilberlerin şefkatli seslerinde
Sana her evrilişindeyse inançsız ruhum
Dilim ucundaki özlem iniltilerim
Bir portakal ağacına verdiğim büyülü adın
Çok uzak diyarlardayım
Ki
Dönüşüme yetmeyecek sanki gücüm
Affet beni
Adlarını koyamayacağımız tüm çocuklarımız hatırına
Bu yüzden
Ne olur affet!
Ölüm;
Kadim *bir çift tutkunun ironik sonu...
Unutuluş...
Kilidi pas tutmuş arka kapısı sessizliğin...
Zehirli engereğin cellat dişlerinde *bir çift hayat...
Zakkum özünün nefreti zarafete...
*Lav taşından yontu aykırı mezar taşı...
Ve dahi
Tutkunun vazgeçimsiz arzusuna koşulsuz boyun eğiş...
Nihayetinde
Mutlak vasiyet olmalıdır gömülmek!