Gördüm Seni İstanbul
İstanbul içimde ki afacan çocuk,
Söyle neden için bu kadar buruk,
Ağlama ne olur bak bir umut,
Ben bile en az senin kadar çocuk.
Gezermisin diyarını benimle çocuk?
Bakma öyle boynu bükük çocuk,
Serçe parmağımı tut haydi çocuk,
Yürüyelim sırra, at bir adım çocuk.
Bilirmisin sevginin ederini?
Sendeki mi yoksa bendeki mi?
Bilemezsin hiç düşünme nedenini,
Sevginin sebebi kendi güzelliği.
Girelim seninle hangi kapıdan,
Ziyarete Fatih'i Edirne kapıdan,
Önde gitsin heyhat mehterhan,
Arkamızda bak evlad-ı fatihan.
Sur dibi aziz diyar şüheda yurdu,
Ashab, tabiin neferi otağı kurdu,
Bilmem kaç kere ne yaylar kurdu,
Biz deriz hep illa edep, edep ya HÛ.
Hazreti Pir Nureddin-i Cerrahi,
Oldu o pir halvetiyye-i cerrahi,
Zincirin bir halkası şeyhi Aşki,
Kabul edermisiniz Abdülkadir'i.
İnelim seninle semt-i Fatih'e,
Ulu hakan Fatih bak şu tepe de,
Az ileride torun Selim Han ile,
O oldu ki Harameyn'e hademe.
Görürüz belki kır atlı süvariyi,
Yanında ki hocası Akşemseddin'i,
Müjdeledi Sultan Murad'a fethi,
O ki gönüller sultanı Bayram-i.
Haydi devam yola semt-i Vefa'ya,
Unkapanı zeyrek yokuşunu atlama,
Orada var ki bir hazine gizlimi gizli,
Kim mi? Tabi ki Mehmet Emin Tokadi.
Medine-i Münevvere de oldu irşadi,
Hocası Ahmed Yekdest-i Cüryan-i,
Mübarek beldeden aldı geldi icazeti,
Oldu devrinin Alem-i Mana Sultanisi.
Eyledi hocası hikmet dolu bir dua,
Bulmak için duanın bereketi daima,
Ey! defineci bu büyük hazineyi ara,
Varsa nasip bulur okuruz el- fatiha.
Vefalı dost Ebül Vefa diğer yamaçta,
Her zaman hazır idiler bu devran da,
Kabul etmediler Fatih'i bu divan da,
Derviş olur gider di bu ulu sultan da.
Mest oldu gönlüm sakın elimi bırakma,
İşte bak ulu mabed Süleymaniye burada,
Kimler yatarlar bu yumuşacık kucakda,
Gümüşhanevi, Kanuni, Koca Sinan burada.
Geldik huzura Fatih oğlu Bayezid-i Veli,
O ki Bayezid camii'nin veli olan banisi,
Sahaf baba buradan el ele iki çocuk geçti,
Bilirsen sen bilirsin kim deli, kim veli.
Divanyolu derler, Yeniçeriler caddesi,
Bunlar hayal mi? Ne muhteşem merasimdi,
Osmanoğlu sana gelmiş ol misafirleri,
Mahmut Han'ı, Abdülaziz Han'ı, Abdülhamid'i.
Topkapı Saray'ı,Sultan Ahmed,Ayasofya'yı,
Medeniyetiyle imar etmişler Osmanoğulları,
Bizlere miras kaldı bizler için arzuhalları,
Nereye geldik burası saray burnu kıyıları.
Dik yokuş Galata'ya çıkalım mı orada kulesi,
İsmail Ankaravi, yazmış şerh-i mesnevi-i,
İhya eyledi, burası Galata Mevlevihane'si,
Dizin de yatırır rum-i sufi Şeyh Galip Dede'yi,
Duyar ise neyzeni, sema eder semazen,
Yoruldun ise sen de biraz burda nefeslen,
Bitiririz sabret benim ile gezer isen,
Bitmez istanbul gez geze bilir isen.
Beşiktaş'ta var kanuni süt kardeşi,
Sırdaşı Hızır, medresenin müderrisi,
O kazandı meydanda ki en son güreşi,
Boğazın bu yakada ki manevi bekçisi,
O buldu makam-ı peygamber Yuşa tepesi,
Şüphe etti bazıları acaba yeri burası mı idi,
İki denizin birleştiği yere biriyle gelmişler di,
Kıssanın sabit kaynağı Kur' an-ı Kerim idi.
Geçer isek boğazı Beykoz' da Yuşa tepesi,
Dik dev dağın da nurlu peygamber kabirleri,
Hayvanat bile asla elden bırakmadı hürmeti,
Göreme di, hep bakmada ki evlad-ı insani.
Bekler boğazı tam tekmil bekçileri,
Bir neferi de Aziz Mahmud Hüda-i,
Deli kadı dediler hiç aldırmadı ki,
Sultanlar bile arda sıra yürür idi,
Yoruldun mu arkadaşım afacan çocuk?
Sen, senin içinde ki varlıkta ki yokluk,
Bir durak kaldı, orası manevi bolluk,
At bir adım daha olalım dosta konuk.
Eyüp şehri İstanbul'un manevi semti,
Eyüp Sultan'dan önce bir yere gidelim mi,
Uzaklardan geldi buraya, Murad-ı Münzevi,
Hocası Rabbani oğlu Muhammed Masum Faruk-i,
Kötürüm idi yürüyemez di zahirde ki dünya da,
Sağlamlar gezeme di onun kadar, o bir derya,
İnsanlar için geldi kafile bu hal ile bu diyarlara,
Unutuyoruz onu ulu dergahı Eyüp Nişanca' da.
Münzevi den iner isek yokuş dan mihmandara,
Hemen iki dayı yeğen var ikisi karşı karşıya,
Abdülmecid Sivasi,Abdülehad Nuri de burada,
Duyanlar gelsin dedi bu muhabbet meydanına.
Ya! Hazreti Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensari,
Mihamandarı resul, hep kutlu müjdeye ilerledi,
Vasiyeti Kostantiniyye'ye yakın defnedilmekti,
Orduya sancaktar oldu, ta buralara akınlar etti.
Bitti sanma İstanbul'u daha çok yolumuz var,
Herkesin katlana bileceği yürüme yolu var,
Elimi bırakma, dahaçok gezilecek yer var,
Gezer görürüz sende ki sende ne cevherler var.
Himmetlerinizi esirgemeyiniz bizlerden,
Ziyaret eyledik fatihalar la gönüllerden,
Yürürken dinlenir mutlu olur yürümekden,
Selam bu acizane fakir yürüyen dervişden.