Gövdeyi Götürmüş Gidiyor Aşk
la havle sadetiyle başlıyor gece
karanlık kaçarken yıldızlardan
şarkılar söylüyor gönül usulca
deniz uzak rıhtımlarda mimli
maviyi görünce tutukla diyor
tutukla diyor ömrün günlerini
oysa sadece bir nefesti vebali
la havle sadetinde başlayan gecede
karanlığın ve yalnızlığın akıbeti
elbet bu kadar mahur olurdu
tükenmez dileklerin yıldızsız neferi
gövdeyi götürmüş gidiyor aşk
mevsimlerin çılgın taraflarında hülyalar susmuş
anlat şimdi allahsız vakitleri
bu bir isyan şiiridir aslında
gözlerinden bebeklere vasiyet kalan bir kış gecesi
ben karanlığı çalıyorum ceplerinden
arta kalan çocukluk günlerinde
bir şekerle kandırırken tarihi
ne vuslata gebedir ne hasrete
çekip gider sonra
bir yankı duyulurken kininde
ah artık yaram derindir
bütün yalnızlık suçlarım
aşkların sabıka defterinde yazılı
hep bir hüviyet ister özlemden yana
oysa halini anlamaz kör olasıca yürek
serde erkekliğinle baş başasın şimdi
şimdi eller el olmuş
veda makamında bir uğultu duyulurken
ben ne ademler gördüm havvayı kandıran
la havle ile başlayan bir ömür
ölümde azrailsiz yalan
-2-
çıkıyor gönül yâr dilinden
dininden
imansız bir sancıda çırpınıyorsun yine
yine kızların dili göğüslerinde şarkı
hep bir sanatçı arıyor aşk gecede
hazin bir melodide tek
ser sefil günlerden geçtim ben anne
böğrümde ıssızlık acısı
ciğerimde beş para etmez bir aşk ile
kandırdım tüm kadınları beni aldat diyerek
sonra gece şehadet etti halime
hep bir mırıltı duyulurken boşlukta
karanlık sapına kadar erkekti evet
evet bütün yıldızlar susamış
bir bardak suya tav olan yataklarda
günahı yoktur aslında insanın
hicret emir buyururken hayatta
kan kokusu içinde
la havle diyerek geçtim diyardan diyara
bilesin
uzaklar yakın olmadan
yakınlar uzak olmayacak bu aşkta
bu aşk müebbet bir hapis
zindanında duvarlarını dayadığın sırtında
hançer ulan bu hançer
can pazarına düşmüş canan
ne iklimler tükenirken yokluğunda
bir baharı bekler gibi
bekledim ter kokusunun bitmesini
sonra Allah ve ben
başladık anlatmaya tevhidi
geride şansız şansız bir hayat
hayatta iblis düşleri içinde
ne kefenler tükenir mezarlarda heyhat
heyhat emeğin kılıcında vahiy lâl olmuş
bitmiş hesap
kahrolmuş
artık bir sevda bin ayrılığa gebe
hasretim yangınında alevler perişan
olmaz bir yara içinde şimdi gönül
mesafesinde bir adım kadar yakın
bin adım kadar uzakken ismin
ben türküler söyledim gecede
karanlık sapına kadar erkekti
yıldızları avlarken hüsran
mayalı mayasız günlerden geçtim ben
bir yanımda sahipsiz çocukları sokak kadınlarının
bir yanımda müsveddesi erkekliğin
yenildim işte
bitmedi ömür
ölümsüzlük damarı dalgalanırken yüreğimde ..!