Gülcihan
Dağların heybeti ve korkusuzluğu
Oturur yüzüne delikanlının
Gözlerinde bıçaklığın deli keskinliği
Yürür Gülcihan bir ceylan edasıyla
Kısar gözlerini avcı delikanlı
Avının üstüne atlamayı bekleyen bir aslanın kükreyişi
Yüreğinin gümbürtüleri
Gülcihan ürkek
Kirpiklerinin gizlediği gözlerinin deli maviliği
Donukla canlılık arası bir renge bürünüyor giderek
Bir ıslık oturur dudağına delikanlının
Ozanlara dudak ısırtırcasına bir melodi dökülür
Gülcihan'ın ak teni pembeye bürünür
Bütün cihan bilmelidir ki Gülcihan deli sevdalı
Delikanlı uslanmaz bir uçuk
Masallara yansır öykü giderek
Yürür Gülcihan
Yürür bu sevda masalı
Nereye varacağı bilinmez!
II
Vahşi yaşamlar arzu edilir de ulaşılmaz bir rüya
Yürü Gülcihan umuda
Umut, titrek bir mumun alevi
Nereye varılacağı bilinmez bir gizemler demeti
Yürü Gülcihan
Umut, çaresizlik zamanlarında sevda diye adlandırılır
Güç yetilemediğinde canavar
Benim canavarım sensin, umudum da
Yürü Gülcihan
Salını salını ve ürkek
Gez umudumun bütün diyarlarında
Kalem sana yazar bilesin
Dünya sana döner bilesin
Ve bütün cihan
Yürü Gülcihan, yürüsün cihan
Titrek titrek ısıtıyor güneş
Bütün çayırlarda bahar
Yürü Gülcihan, yürüsün bahar
III
Lafa gelmez Gülcihan
Titrek yürekli, ürkek yürüyüşlü ceylan
Kelimeler anlama boğulur
Hiçbir kelime anlam vermez
Bütün bakışlar kurşun olsa da
Hiç biri Gülcihan'ın yüreğine işlemez!
De nazlı
Böyle bodur sevdaları
İşlek mi olur bakışın
Bak hele!
Alır Gülcihan yürür
Cihan durur
Hiçbir gezegen dönmez güneşe
Bütün cihan, Gülcihan'ı seyre koyulur
Ve yine de lafa gelmez Gülcihan
Ağzı dili lal
IV
Susar yedi renkli kuşak
Yağmur alır sessizliği
Şırıltısız akar sabaha
Kefeni ıslanmış ölü
Bir çiçekmişçesine yarar toprağı
Güneşe koşar
Derken Gülcihan doğar bağrından güneşin
Güneş ana
Gülcihan bebe
Birbirinden ayrılmaz güzellik demetleri
Can verirler yaşama
Ve akşam olur
Bütün dünya susar
Gülcihan uyur
Uyumak vaktidir güzelliğin
Beklemek vaktidir Gülcihan'ı sabah
V
Sana dair bir kahve fincanı falı yaşanan
Karaltılar ve açıklıklarla yorumlanan
Düşün bir an
Kaç perdelik bir oyun ki yaşamlar
Biz kaçıncı perdesindeyiz
Senin rolün Gülcihan'ı oynamak
Delirten mavi gözlü dilber
Yüreklere dökülen eritilmiş cevher
Beni rolüm
Mavi gözlü dilbere sevdalı
Yüreğine eritilmiş cevher dökülen delikanlı
Yürü Gülcihan bütün senaryoların üzerine
Perdenin kapanma vaktidir
Gece oluyor
Güneşi çalmanın vaktidir
VI
Kararmak üzeredir ömrümüzün ekranı
Bu son filmimiz perdelerde oynaşan
Gidildi ve dönüldü olacak geçmişimiz
Oysa gidildi ve kalındı olsun isterdim
Geçmişim denilen o rüya-ı kabus
Ne yazık kararmak üzere ekran
VII
Şekli şemalı çürür Gülcihan
Bütün güzellikler gibi
Solar bütün karanfiller
Kaktüs zaferini muştularcasına
Saksıyı ele geçirmenin sarhoşluğunda
Şair bir şiire daha boğulur
Çürür Gülcihan
Güneş bir daha doğmayacakmışçasına
Karanlıklar kuşatır duyguları
Farkında değil yazılan şiirler
Şairin Gülcihan'a sevdalılığını
Kafiyelerle oynaşır kelimeler
Bir daha gezmeyecekmişçesine
Gülmeyecekmişçesine
Ürkmeyecekmişçesine
Çakılır çiviler tabutuna Gülcihan'ın
Çürür bir sevda masalı
Çürür Gülcihan
Şekli şemalı çürür Gülcihan
Bütün güzellikler gibi...
VIII
İki renkten birini seçmenin vaktidir
Siyahı
Veya
Beyazı
Nutku tutuldu Gülcihan'ın
Siyah karanlığın
Beyaz kefenin
Seçenekler birbirlerinin kıskançlığında
Kendilerine dönüşmenin heyecanıyla
Boy gösterdi zamana
Gülcihan beyaza bürünerek siyahın içinde kayboldu
Şair bir şiire daha boğuldu...
Turgut Çakıcı