Güldem Gemisinin Şairi Yitirişi

Tanı; Güldem, güvertesine aldığı şairden
esas kaptanı gizlemiştir. Bunu fark eden şair
kapkaraya çakılır..

..................................................................


Bu kadar çabuk değmeseydi
ellerin, günahıma..

Etme! Güldem,
Safi isyanlara vesile oluyor
bu gece bizden geçişin!

Nereye götürür gönül inkarı,
nereye?
Ney'in çığlıklarını
yüreğimde yankılatma...

Yetme Güldem, insafımın kaçarına
Fücur eylediğin mazlum yanımın
günahını avuçlarından
hangi azap çıkarır?

Küfrüne gazab edebilsem
Gözlerim dilinin cehennemi olur
da
işte yok hiç değişen,
cennetimden gayrı yattığın
yerim yok hasılda..

Akıl aşırı olsa da seher niyazın
Koyamıyorum kalbimin kapısından dışarı
sen çık Güldem,
git...
Allah aşkına git,
ama az sonra dönecekmiş gibi...
kapının gıcırdaması dinmeden
dönmüş olacak gibi...
topuklarıma sıkan dalganın
son köpüğü sönmeden
hiç gitmemiş gibi...

Vefadan dem vurmuştun hani
oysa
ne fedalar listelenmiş
az evvele kadar, kadere rağmen!
cep notlarımın dibinde...
Saadetin şerefine sattığım
şair sefaletimi
çeyiz tepsisine bağlayacaktım kurdelayla
kör dalal eyleme Güldem,
Hüküm var İlahtan, hesaptan yana...


Nice pazarlarda esamim anılacak
Ucuza gidecek palazlanmamış
terk edilmiş şiirlerimiz
Yaprağına kuruş biçiliyor,
d u y u y o r m u s u n?
deniz çarşaflım yitiyor fevren
Berrak pınarlarda yıkanmış
kalemimi
kara bataklıklara salma...
bandırtma Güldem!

Eskisinden liman konteynırının
arka yüzüne kazılan ilk şiir
ve izahı yetkin durmayan
sevda itirafı diğeri
berdel ediliyor bir çift takunyaya

Niye ahımdan uzak durmadın?
ki,
gökte gürültü olacak
çakmasından sonra vah edişin..

Vicdanını bulabilsem soracam
neden karardı yüreğin Güldem?
safa ehliliğim ağır mı geldi,
sakladığın,
bilmediğim şeytana?

Ya Hu!
Bir başka gayem olmadı
martı tüyünden yaptığım kalemi
banıp kızıl mürekkebime,
ardından tükenene kadar yazmak
damarımdan damlayacak
son sözcüğe değin...

Ay ışığıyla betimlerdim bakışını
yaydan keskin dururdu
her defasında, çatılmadığında
kaşların...

Nefretim bile olamıyorsun, Güldem!
Nefretim dahi!!!

Yüzün hala Ay sunumu
aynı kevkeban gözlerin
hilallerle örtülü...

Yetim bırakıyorsun Güldem
tükenir kıldığın kalemimi
güveler kemiriyor ak sayfaları
ve daha en ihtişamından
nebula-ya benzeyecekti gözlerin
Etmeseydin böylesini Güldem!
Cenahıma anlatamıyorum zifirini,
Şairan meydanında yenilişimi...
kikirdiyor cellatlar,
d u y m u y o r m u s u n?
Selametimden ziyade,
sefaletimi biçiyor tabutçular.
Girme mezarıma Güldem!
burası soğumuş iklimlerin
en nâr yeri,
yanmalıyım bir başıma.

benden sonra kim bilecek nereye
nasıl yol alacaksın,
ah kürkün olaydı,
ve yeşertebileydim ümitlerimi
ki,
dönüp dolaşacağın yer olurdum...

kıblemden gelen zikirleri
dinleme hiç Güldem
d u y m a a a!
Kuran, Mushaf çarpsın ki,
seviyorum seni Güldem!
diye yankılansa,
da duyma!
hatta artık,
s e n s e v m e!
ve bir taraf kayıplaşırken
kazananı olur mu yitişin?
bekleyenler avutuyor kendini
hiç tutamadıkları zamanla,
Zamanın masada kaldı Güldem,

haşr vaktine kaldık ikimiz...

Şubat-2014
Antakya

19 Şubat 2014 98 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (5)
  • 10 yıl önce

    Sevda öyle yaman ki,, Zamanın berisi, ötesi dinlemiyor.. yazdırıyor işte..

    Şükranlarımı sunarım dostlar.

  • 10 yıl önce

    bazı sevmeler vardır ki kıyamete gider

    gitti sanılanlar hiç gitmemiştir oysa

    ne zaman ne mekan fayda etmez unutmaya da

    yanar içimiz yaşam boyu

    tebrikler şair

  • 10 yıl önce

    çok güzel tebrikler şairim 👍

  • 10 yıl önce

    masada kalan zaman... güldem... şiirdi... tebriklerimle şiar 👍

  • 10 yıl önce

    yüreğinize sağlık hocam..