Gümüş Kutu
yolda karnım acıksa geri dönsem yıllarımdan
cömertce harcadığım dönenceler den çıksam ayrılığım
haykırsam mavi sarı yeşil gökyüzüne kuşak olsam
gökyüzüm tarlada koşan bir çocuğa benzer
ve saf bir mabettir gelincik kokukusu
ellerime yakışır uçurtmalar mavi panayır gölgesinde
her canımı yakana damlalar tuzumu yakar güneşte
ağlarım bildiğim türkünün acı olan heryerinde
ellerime dost gönlüme eşkiya bir şarap bulsam
ağlarım,gömülmüş tenim ıssız bedenimde
aşkım gazap ve hüzün yorucu bir yolculuk
sevdalar konvoyunda telaşlı bakışlar hiç göremdim
senden önce
yolda kumrular yalan söylese göç edene dön dese
caddesiz toz toprak gümüş ana gitme dese
kaçarak bağımsız fikrime zikir ,ellerime kum dökse
olduğun yerde mıh gibi geçen yedi sene
bir çıkıp gelse .. çıkıp gelse.....