Günahkâr
Beynimin son kıvrımlarını bırakıp rulet masasında,
sendeleyerek yürüyüp dışarı çıktım boş kafatasıyla.
Bitirmeseydi lânetli çark bütün biriktirdiklerimi,
Tutuşmuş gözlerde yakacaktım son cennet biletlerimi,
Bu gece benden lanetli!Ay da bulutlara saklanıyor,
Öfkem o kadar fazla ki, gözlerim yolu aydınlatıyor.
Olmayan yolun olmayan kaldırımlarında yürüyorum,
Ara sıra da lanetimden kaçan gölgeler görüyorum.
Saati şaşırmış yalnız bir kadın geçse de ona sarksam.
Ya da bastonlu bir ihtiyar olsa önümde tekme atsam.
Ben şeytanın günahla beslenen, bir numaralı çırağı.
Çırak deyip geçmeyin sakın! Söndürdüm yüzlerce ocağı.
Brutus'u okursunuz yalancı tarih kitaplarından.
Oysa bilseniz kaç kişiyi hançerledim arkalarından
Toprak için yağmur neyse, acılı gözyaşı odur bana,
Duymam feryatları, dönüp bakmam bile arkama,
Hiç bir gözyaşı dökmedim sevdiklerim terk ettiklerinde,
Ama bu zift karası gece de sanki ?...Boşluk var içimde.
Sahiden, yoksa pişman mı oluyorum yaptıklarıma ne?
Boşveer ! Tüm dertlerimi boğarım birkaç viski şişesinde.