Günaydın Aşkım

Artık kaybettik biz karşılıklı herseyi
ne ben eski ufuk düz bir çizgi
ne de sen eski meryem
masum, isanın annesi gibi...

şimdi günaha doyuyorum yokluğunda
çıkmaz şehrimde yağıyorum her sokağa
toprak kokusu ,çayır kokusu,
teninin kokusu.....


buram buram burnumda
hasretim geceler çıyan
uykularımda hortlayan hayaller
hep sen ,karabasan....

Gitmek bu şehiirden ,
Eliimde valiz ,yırtık fotoraflar
Her kösede saklı hatıralar ...
Gitmek bu şehirden, yüreğimde sen...


Şimdi sakinleştiriyorum ruhumu
Tenime bahar değiyor
Ve sahilde gruplar var
El ele sarmaş dolaş...

Kıyıda oturmuş bankta yalnız adam
Seyir defterine yazmış kaptan
Yüreğimde adi sevdan
Yine sen ,yine ben , yine yalan dolan...

Sevmediğime inandırmaya çalışıyorum bedenimi
Yine damarlarıma pompalıyor aşkını ,yüreğim
Bedenim aciz kalıyor kanımın her damlasında
Yine aşk diyor ,yine de sen diyor, beyin...

Zehirli sarmaşık gibi sarmışsın
Sarmaş dolaş göğüs kafesim
Zincirlerimi kopartamadan öleceğim
Liman ;zonguldak ve ben ?' isaya inanmak'' adlı gemi...

Çarmığa geriyorsun ruhumu
Bunu yapmaktan zevk mi alıyorsun?
Dediğin toz zerreleri diniyor,
Fırtınanın ardından yağan yamurda...


Bandırama bakıp aldanma
Hiç aldatmadım seni ama
Yolcular biniyorlar yavaş yavaş limandan
Kalkmaya ya beş dakıka var ,ya onbeş dakika ...


Sert esen rüzgara inat dinmeye çalışıyorum,
İçimde yetişir umudu var kalkışa
Ama yine boş umut, boş düşünce
Yine gerçekle çelişiyorum...


Gitmeden bir sıgara daha yakıp
İçimdeki kahıra inat ,üflüyorum
Evet seni sevmiyorum
sende sevme beni, senin leylalığın koskoca bir yalanmış...


Yüreğimde bir ASLI sevgisi geçmişten olan
Sen kimsin ki O'na denk, hadi ulan
Çok günahtayım ,herşeyinle seni onunla denk tutan
Yüreğime yazık, senli düşüncelere yazık, içimdeki hevese yazık...

Mutlulukmuş ,sevgiymiş, aşkmış
Adam aşık olacak kadar aptal mış
Asıl yüreği koskoca bir dünyaymış
Adam aşık olacak kadar abdal mış...

Sen anlamazsın beni
Hiç benim kadar sevmedinki
Kendini kurtarma telaşında parça parça bitirdin beni
Sanki balık kümesinin ,atılan ekmeğe dalması gibi...


Önce isa ,sonra meryem düşüyor aklıma ,
Yunus gibi ateşlere atılıyorum birden
Yusuf gibi pazarlarda satılıyorum köle gibi
Sen züleyha gibi sevemiyorsun ki....


Aşk senin gözünde sarı ,yeşil, kırmızı, mavi
Bir tarafta yunus emre, birtarafta atatürk!
Aşk benim gözümde erişilmezlikti,
Bir tarafta mavi gök yüzü ,bir tarafta sen...

En büyük farkımız buydu belki ,
Maddi herşey aşktı gözünde
Beni sakinleştiren iki kelimeyi satın almıştı dilin, uyanamadım,
Her sabah akşam gözümü ovuştururken söyledin,
Seni seviyorum...
Uyanamadım...

Aslında hiç sevmedin beni
Hep yırtılan perdeyi düşündün sen
Ben ise o kanarken ağladım
Çünkü kirledi yattığımız yataktaki carşaf, aynı sanallasan duyguların gibi...

O derin kuytuğa dalarken
Sen arzularla kapıyı açarken
Ben kaybettim aslında
Ömrümü çaldın, o gecenin karanlıgında...

Gün geçtikçe aşık olurken daha fazla sana
Sen valizini toplama telaşında
Ben her kalemi sana vermişken
Sen düşman askeri gibi yıkımlarda...


Hiçbir şey aynı değil şimdi
Uykularım kesik kesik , aynı dışardaki ay gibi
Güneşimin önünde hep bulut , üstünü örten yorgan gibi
Bende karamsar , yıkık dökük umutlar var, hiç gerçekleşemeyecek kanserden kurtuluş gibi ...

Şimdi saçlarımda dökülüyor,yüzümde solgun
Azrail dolaşıyor odamda
Elimi okşuyor senin gibi
Boynuma busesini konduruyor ölüm tıpkı senin gibi
Uykularımda şeytan alt dudağımı emiyor sevdiğin gibi
Yaz gibi sarıyor bedenimi yavaş yavaş ölüm...
Sen gibi sarıyor bedenimi ,
ağır ağır...


Hersey gününe bağlı,
Bir sabah uyanır gitmek istersin bu şehirden ,ansızın...
Ya da aksine seni bir kuşun ötmesi bağlar bu şehire , köle gibi...
Ansızın ağlarsın aşk acısıyla uyanınca sabah...
Adam yok olur, seker gibi eriye eriye ...
Sen ne şerbetsin ,ne zehir zıkım,
Yutamadığım bir lokmasın boğazımda,
Ben ise tükürdüğün erik çekirdeği sırt üstü düşmüş toprağa,
Bitirdim sandığın ama,
Düşünce bitmedi hikayem ,hep aldandığın...
tenime değdi yağmurlar,
Yeşerdim ,fidan oldu küçük çekirdek,
Şimdi bu şiirler var herkesin dilinde,
?'Erik ağacı'' ve gölgesinde yeşeren aşklar
Çayırların arasında papatyalar ,
Ve aşk ,bahar....

O başka aşklar peşinde gönül onu bırak,
Sen ne dersen de beyin ,ben aşığım abdallığıma bak...
Haksız mıyım, haklı mıyım ,neyim?
Beni yudum yudum üfle...
Ben bir bilmeceyim....

Gök kuşağı gibi renk ahenk;
Şiddetli yağmur sonrası gibi mosmor bir gök yüzü
Arasıra zonguldak gibi ikidili sabah
Y a da aşkı hiciv ,el ele kırmızılı günbatımı ,mehtaplar...
Sen Gidince gittiğin gibi kaldı yorgan ,
Ben her gece çekyatta yattım...
Her o odaya düşünce gün
Ben perdeleri kapattım...
Çalar saat sekizi vuruyor yine,
ben çayın altını yaktım ,
ekmek ,reçel ,bal yerine
efkarıma bir sıgara yaktım...
ne fark ederki,
sen bitirdin ,
ben başladım ...
yeni bir gün, evet
sensiz, tatsız,tuzsuz...
hadi ordan ...
bak güneş yine doğuyor,
o eşsiz kuş sesleri ,mükemmel tını ,
ve papatyalar, menekşeler ,güller....
Islak muazzam bir ilkbahar ...
Yeni bir gün, evet
Mutlu olmaya nedenleri ,gerekçeleriyle
Doğuyor güneş....
Benim için...
Günaydın...

22 Nisan 2012 300 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar