Günaydin Hüzün !

Öperek şefkatle pembemsi ılık yanaklarından,
Uyandırıyorum bu sabah da yine,
Sadık yol arkadaşım,can dostum yalnızlığımı...
Bu gün de yine her zamanki coşku ve heyecanla,
Her yeni doğan günün seherinde olduğu gibi...

Buruk bir merhaba ile selamlıyor tenimi,
Karşıki Sierra Nevada dağlarından doğan
Sabah güneşinin ilk cılız huzmeleri...
Ve vuruyorlar soğuk dört duvarımın,
Geceden kalan loş ışığına,
Belli belirsiz...

Bu sabah da yine içim,
Yeni güne bekleyişlerimle, kıpır kıpır...
Mis gibi kokuyorlar,kızarmış susamlarıyla,
Gece boyu mayaladığım ve henüz hayâl fırınımdan çıkardığım
Yeni güne dair pembe ümitlerim....

Sermişim, altmış altı yıllık hasretten lime lime olmuş
Emektar masa örtümü ümit soframa bir güzel...
Hani şu ondördüncü kattaki terasımda da öyle bir manzara var ki !...
Sanki, tüm hasretlere ve ayrılıklara sıfır noktasında..
Aç kollarını diyor şeytan, koyuver kendini akışına rüzgârın !
Uç Akdenizin mavi sularına !
Oradan da canım Vatana !....

Derken...Kırıyorum birkaç lafla yalnızlığımın belini,
TV deki uzun saçlı esmer ispanyol sabah haberleri spiikeriyle...
Malagadaki havadan sudan,dün akşamki olaylardan,Barcanın maçından falan derken,
Sohbetimizin en tatlı deminde..reklamlar....
O lanet olası anlamsız reklamlar turp suyu sıkıyor sohbetimizin içine...

Sofram, senin yokluğunda,
Yeni yeşermiş mavi sevdalarımla,
Öyle bereketli, öylesine zengin ki güzelim !..
İnan...Hani derler ya,
Bir tek kuş sütü eksik adeta içinde...
Ve...Tabii ki bir de sen !
Bir de halâ sen eksiksin,
Şu hayat soframda ! Sen !...


Malaga 25Jan 2013