Gündüzü Aralasaydık
Öyle çok ki
Öyle el
Öyle elalem, bu karanlığın dili
İçsen
Bitmiyor gece, her kadehe zifir tortular birikirken
Ve ölürken içinde sen
Miadı dolmuş kelimeler düşerken
Dudakları hasret çürüğü, dalında kalmış kozalak misali
Yanıyorken o gözlerine sürdüğün uzak, sürmeleyip içimden öyküyü
Yetim cümleler silinirken
O son şiirden
Ne yazdım bilemedim, gece körüydüm oysa
Kalem düştü ya da
Ya da dimağım kurudu, o susuzlukta
Yağsaydı keşke yağmur
Yeniden patlasaydı o tomurcuk dokuz milimetre kalibre çapında
Şehir uyansaydı gürültüyle
Eyvah !
Eyvah ki
Ağlasaydı kuş vızıltıları
Kursaklarında yalın bir acı, buğday tanelerini düşürmeden gagalarından
Gündüzü aralasaydık
O kirli perdeden, bedduayı atıp göcenin körüne
Kor yangınları tutuştursaydı ardımızda kalan ne varsa
Mavi olsaydı şehrin isleri ve
Yıkansaydı sığırcık kanatları
Secdeyi öğrenseydi
Kıblesiz zamanlar biriktirip tüm kızıl gözler
Abdestsiz yataylardı, eski bir seccadeye
Öyle çok ki
Öyle el
Öyle elalem, bu karanlığın dili
İçsen
Bitmiyor gece, her kadehe zifir tortular birikirken ...
Gece ve hüzün gece ve aşk dizelerin arasında bir dolu yaşanmışlık ve hayatın, aşkın cilveleri...👍😅👍
Öyle çok ki Öyle el Öyle elalem, bu karanlığın dili
İçsen Bitmiyor gece, her kadehe zifir tortular birikirken ...😙😙😙
Bir esere çok şey sığdırabilirsiniz çok yazabilirsiniz ama üstadın her eserinde bunlardan fazlası var..teşekkürler üstat..👍👍