Güneşten Yoksun Alacakaranlık!!!

İlginç düşünceleri kovamadı kafasından,
Güneşi aydınlığıyla sırtına alıp,
Karanlığı tatmaktan başka çaresi yoktu...


Aşka sefaret edişi,
Hayıflanarak yolları çiğneyişi,
Güzelliğine güzellik katıyordu adeta...


Dolunayın alacakaranlıktaki esintisi,
Saç tellerinden ayak parmaklarına kadar,
Geri dönüşün olmadığını /...Ve.../
Ölümün tatlı olduğunu söylüyordu ona.


Ölmek için soğuk bir gün!


Ayakları ayaklarımın üzerinde,
Dans ediyoruz usul usul.
Kuytu düşler mabedinde.
Sadece onun düşünceleri meçhul!
Düşünceleri okuyan buğulu zihnimde.


Tılsım etkisi yarattı bakışların.
Bedeninden burnuma yürüdü kokun,
Damarlarındaki ritim benim krizimdi,


Sonsuza dek sürecek olan sevgimiz,
Zehrimi hapseden bir şırıngada gizli.
Sevgilim!
Alacakaranlık artık ikimizin...

Son Söz:

Bir zerre zifiride beklemek,
Güneşi hiç görmemek,
Ölümü damarlarda yaşamak,
Sadece kollarımın arasında,
Doğaya karşı,
Hızımı ve gücümü tatmak,

İster miydin?

12 Eylül 2009 47 şiiri var.
Yorumlar (13)