Halsiz Ve Bitkin 12 Nöbetleri

tepinen aşk senin toprağında gizli
hecelere koyduğum yüklemden çok uzağım
virgül kadar basiretsiz bir yerde çukur noktandayım
yamacımı hiç düşünmeden konakladığım salıntılı guvertem
artık huzur vermiyor

ne kadar acımsı cümleler
halim yanlış ışıkta karşıya geçiyor
halsiz ve bitkin 12 nöbetleri
yakın olmak hayal ve kimindi bu şarkı
söylemek düğümleniyor çok uzak bu sefer
uzakatan bakan uzak kadar sanırdım
hayallerim kadar değil di uzak
sanki perişanlık için hergün sana besmaleyle geliyorum
12 seferleri hiç durmuyor
ışıksız odama ne korsam koyayayım
sonunu nasıl tasarlarsam tasarlayayım
bitik ve son diyor
bu sefer ölürüm diyorum
esirkende mutlu olabiliyor insan
ölümü beklerdende
ne kadar acı halsiz ve bitkin 12 nöbetleri
yaşam içinde noktalanan her anı
kayıp sayarak ve umarsızca bozdurup harcıyorum
bitene kadar son meteliğim

derin bir pınardan içmenin hayalini
her defasında yakalıyor bırakıyorum
sahra içinde yakırışlarım çoğalaıyor
susuzum sana ve sana itaf edilene
heyheyleniyorum arada bir
en yakınıma
kim önüme ne korsa ondan tadıyorum tuzsuz ve lezetsiz
kimdi o kadın bilmiyorum
defalarca ayrldım
hafızamla şahidim
halsiz ve bitkin 12 nöbetlerine yenik düşüyorum
yıllarımı perişan eden kader mi desem
ne desem
he desem geçsem
ne ekonomi ne devlet ne millet
hepsinin içinde ben sana illet
yakarış düşük ve dipsiz oluyor
cehennemde çılgın çocuklarmı bekliyor beni
cennette hürriyetmi
bilmiyorum sevdalı kuşum bilmiyorum
ince sakin dumanlı sessiz bir okadar homurtulu
halsiz ve bitkin 12 nöbetlerine yenik düşüyorum

yaşama biçilen süre dolmadan ve neferimde ruhum solmadan
bir sabaha ulaşmak için yanında uykuya dalmak için
gözlerimle sana dokunuyorum
ve sen kimsin
bilmiyorum
ne kadar yaşamsal ellerim ,nekadarda varım bu eve
varlığım kan ter içinde
hiç bir filime konu olmayan boş sokaklarıma serptğim anılarım
ne kadar sır saklı
uzaklara gidelim çok uzaklara
aşılmamış yılları silelim defterimizi biz kirletelim
derken
halsiz ve bitkin 12 nöbetlerine yenik düşüyorum

gramerim hep bozuktu bu şairlenme kadar
hayellerim ,idalist duygularım, küfürlü sabahlarım
nesnenın varlığını inkar edip
içime çucuk gibi kaçışlarım
yok oluş senaryolarım
seni sebep beni sonuç halledi
yarım olan için ağalamak kanıma dokunuyor
kan durmadan bedenımde geziyor
bazen ahmet kaya bazen sezen dinliyor
ayrılık senfonisi her melodide ölüyor
durumsal bir komedi bu yanlızlık
aç pencereyi ağırır gibi bağır
öküz kadar durumsal ol samimi ol geceye
halsiz ve bitkin 12 nöbetlerine yenik düşüyorum

perişanlık diz boyu
az sonra öleceğim bir yasıtk çukuruna başımı gömeceğim
gözlerim hafifce kapanacak
bir deryaya giderken hayelleimde vurulacağım
ölmek hürrüyet gibi
kendime kapalı gişe oynuyorum
galam da sen yoksun
sen kimsin bilmiyorum

18 Kasım 2008 56 şiiri var.
Yorumlar