Hamal Bayramı
Yıl 920
Mart'ın 19'u
Çağrısıyla mavi gözlü bozkurt'un
Düştü yola, yavrusunu yanına alıp
Ankara çamuruna kavuşmaya
Doğumda ölmüş karısı
Kucağında evladı
Bir kağnı arabasıyla
Düşe kalka
Ardında durmaya şehidin
Peygamber bildiği toprağına
İki çift laf etmeden göçmemek için
20 sinde Nisan'ın
Yıl 920
Kucağında evladı
Dikildi karşısına cihanın.
Tanrı taşlar yağdırdı çöle Kâbe için
Bizler şehitler gömüyoruz
Milletimizin kâbesi için
927 olunca yıl
Çağısına uyulan bozkurt
Hamal bir oğlanı çağırdı yanına
"Acımaz mı omuzların?"
"Acır elbet!"
"Adın ne senin?
"Mustafa"
"Ben kimim bilir misin?"
"Bilirim elbet, sen de Mustafa, babam sarışın bozkurt derdi sana."
"Kimdir? Hani nerede baban?"
"Şehittir Sakarya'da, mebustu oysa."
"Bugün bayram ya, hadi izin ver kendine"
"Çalışmak en büyük bayram paşam, yaşım yedi omzumda yedi ceddim var, çocuk muyum ben?"
Döndü soluna ve dedi ki;
"Çocuklar hamallık yapacaksa bugün bile, yakıp yıkmalı o meclisi,
madem öyle
Milli değil
ÇOCUK BAYRAMIDIR bugün."
23 Nisan 927