Hangi Şehre Gitsem Sonbahar
Kovalıyor sanki beni
Hangi şehre gitsem Sonbahar
Sevmiyor değilim aslında
Gümüş rengi Eylül ikindilerini
Lakin bu aralar
Ürküyorum biraz daha
Hüzünlü veda sahnelerinden
Korkutur karanlıklar
Bir hüzün oturur içine
Kemirir kurt gibi akşam akşam
İnsan sığınacak bir liman arar
Ve ben hangi limana yanaşsam
O şehir zifiri gecede
Karanlık taşıyorum gemilerle
Denizler köpük köpük
Denizler mavi
Bir ben mi dolaşırım enginlerde
Bir benim mi içimin aydınlığı sönük
Kimse beklemez beni limanda
Kimse bilmez gittiğimi döndüğümü
Olmaz arayıp soranım
Ki duysalar bile öldüğümü
Olmaz kimsenin umrunda
Göğsümde bir hüzün biriktirir
Bu terk-i diyar hali
Ve içimde
Hiç sevmediğim veda burukluğu
Kaç kelimeyle geçiştirilebilir bu sahne
Kaç sahte gülümseme gerekir
Çünkü ben
Ne zaman kavga kıyamet
Bir Ağustos yaşasam
Anlarım o şehri terk etmem gerektiğini
Hiçbir vakit bu yüzden
Bıraktığım yerde bulamam kendimi
Biliyorum
Epey zamanımı alacak
Toplamak ruhsal dağınıklığımı
Şimdi bir başka şehre gitsem de kalabalık
Bütün kavgalarım peşimden koşacak
Ve seferinde
Ben yeniliyorum
26.09.2012