Haritanın Kalbinde

Kimi zaman, bir ağın içinde yüzen şehir olurum

Boğaz’ın suyuna düşen eski bir dilek gibi

Balığın karnında bir çocukluk saklıdır

Sözcükleri ağlarla toplarım geceden


Ege’de, bir zeybeğin dönerken bıraktığı gölge olurum

Rüzgârın eteğini öpen toprakta

Bir başım dönse, bütün kasaba susar

Bir bakışla başlar o eski cümle: “Toprağım, ben seni tanıyorum.”


Ankara’da masa başı bir yalnızlık

Dosyaların arasında, unutulmuş bir şiir bulurum

Daktilo sesine karışır kalbimin vuruşu

Bir mühür basarım kendime: “Yaşamak, resmi bir evraktır.”


Mardin’de taş, bana kendi sesini öğretir

Küf kokulu bir duvarın dilinde yazılır kader

Ve kemençenin teli kırılır Trabzon’da

Horon, artık gölgesine basamaz


Van’da bir çoban, gölün içinden gökyüzü toplar

Kavalının ucunda ince bir dua

Kayseri’de baharatın içinde yanar dilim

“Bu lezzet, sabrın ateşinden doğar” der bir ses


Artvin’de dağlar beni taşır

Bir suyun omzuna yaslanırım, Çoruh’un nabzı elimde atar

Batum’dan gelen ezgiler kulağımda

İki ülke arasında, kimliğimi düşürürüm bilerek


Ben, haritanın kalbinde unutulmuş bir halkım artık

Sınırlar benden geçer, ben sınırların içinden geçmem

Ve her şehirde, başka bir ben ölür

Bir ses kalır:

“Ülke sensin.”


Turgay Kurtuluş 

08 Ekim 2025 57 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar