Hasretim
Çok sonra farkettim, yaşamın bir hikaye olduğunu 
Farklı sahnelerde figüran olduğumu
Büyüşüm öylece zamansız.
Büyümek için acele etmişim 
Ne bahar  bilmişim ne de gökyüzü 
Zaman akıp gitmiş hiç ardına bakmadan. 
Yıkımlar ve savaşlar görmüşüm 
Kıyıya vuran çocuklar! 
Yaşamak zehir zemberek 
Yasaklı kalmış kentlerim 
Yasaklı bütün renklerim 
Yasaklı bir lisana ölmuşlüğüm...
Aldırma hayatın gri, siyah renklerine
Gökyüzü hep mavi
Sen yinede dirençli ol
U/mutlu kal
Göğsünde baharı
Yüreğinde memleket taşıyan anaların hatrına...
Tüm anıların acıya yazılsa ne çıkar 
Kapına sızan keder olsada...
Her hikayenin bir başlangıcı, bir de sonu var.
Anladım artık! 
Herkes kendine aşık 
Herkes kendi dilinde ağlar
Herkes kendi türküsüne ezber 
Herkes kendi gurbetinde yabancı  
Herkes kendi yaşanmışlıklarına yorgun
Herkes sılasına özlem büyütür 
Herkes ölüme kaçak! 
Göğsümde acılar uyutsamda
Ben, senden ibaretim!
Yüreğinin cennetinde, sana yol alan gölgesiz  bir yolcuyum. 
Hiç yazılmamıış senli hikâyem
Ayracı olmuşum tüm yolların
Ben kendime emanetim 
Bütün ayrılıklar ve ölümler yüregimi uğrak bilir. 
Gözlerim buluttan nem kapar
İçime dökülür hüzünden nehirler
Yollara, sonlara yazılır hikâyemiz...
Çok sonra anladım! 
Ben bana gurbetim
Sen kendine gurbet
Acılar, ölümler bıçak.
Dünya güzelliklere
Dünya barışa 
Dünya sevgiye
İnsanlar adama 
Ben, sana hasretim...


