Hasretin Şehrinden Ellerine

Hasretin Şehrinden Ellerine

eskimiş kilimler gibi bölük pörçük

yamalı hatta paramparça

kendi ekseninde dönüp duran

ölümcül bir iklimken

şu hayat dediğimiz muamma

ne kadar geç kaldın sen ey sevgili Meryem

ne kadar soğukken

baş ucumuza dikilecek servinin

tohumunu attın bu dünyaya

şimdi elleridir çatlayan

dudaklarımdan uzak ve suya hasret

rüzgarlardan nasipli yıldızlar gibi

yatsı vakti bir uykuyla cem edip ak pak

yanaklarımdan dökülen

hasretin dilini kestiğim türkülerin

kerem et lütfu bol Tanrım

üç dağın ardından bakan o benim çünkü

yârim İstanbul’u mesken tuttu benim

bir destanın içinde zamansız

mekansız dönüp duruyorken dünya

kehanet bu ölmedi senin evladın

yani hala umut var yardan oğuldan ve aşktan

annem sen şimdi gel gece git istersen

kundakta konuşanın saçları gibi

pırıl pırıl sevdalar ver bize

yeniden görsün dünya Ahmedin neslini

yeniden öldürsün Tanrı ölümü

03 Mayıs 2020 253 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)