Hastalıklı Sarı
kalkmış iken sabah erken
gün daha ağarmamış derken
birden sen çıktın karşıma
kulağıma sesin sinerken
ağlama diyordun sabah sabah
haykırma,
o yürüdüğüm yollar
o geçtiğim sokaklar
o ardımda bıraktığım yıllar.
Geçerken o dar sokaklardaki balkonların altından
asılı çamaşırlardan hüzün damlıyordu yüzüme
her dalgalanışında çarşaflar
dans ediyordun gözlerimde
ben seni o sarı lekelerinle sevdim
ben seni yeşil çizgilerinle sevdim
ben seni genzimden boğazıma inmemeyen
yutkunamadığım düğüm düğüm kelimelerde sevdim
saçlarına vuran beyaz ışık
aralardan gözüken sarı dalgalar
üzerinde uçuşan yeşiller
sen neden hep boğazımdasın
ne yutkunabildiğim ne tükürebildiğim
ne nefes alabildiğim
ne de tedavi edebildiğim hastalıksın
hangi doktora gittiysem birşeyin yok dedi
kime söylediysem takma dedi
kime danıştıysam geçer dedi
senden kurtulabilmek için
sana küfredebilmek için
seni içimden atabilmek için
boğazım yırtılırcasına öksürüyorum
ama seni bırakamayacak kadar çok seviyorum