Hatıralar
Gönülsüz uyanan bir sabahı misafir ediyorum penceremden
Elimde orta şekerli Türk kahvem
Beynimde gölgelerin danışıklı dövüşü
Kelimeler çoktan kaçmış gölgelerden
Gâh güneşleniyorum etrafa bakınarak
üssüzler plajında
Gâh alnım secdede iki büklüm
Gâh umutlarımı öldürüyorum rulet masasında
Gâh dualarımı taşıyan gözyaşlarımı topluyorum avuçlarımda
Görüyorum kendimi
Ya bir dilenciye para verirken
Ya da tüm servetimi borsaya yatırırken
Ve anlıyorum ki;
Bir sarkaç gibi yaşamışım:
Bir o yana bir bu yana
Oysa yay gibi olun derdi lisede Hocam
Sarkaç gibi harmonik hareket yapanından değil ama
Tâkati kalmayıncaya kadar sıkışıp
Hedefe doğru ok gibi fırlayanından
İyide
Hedef mi kaldı be Hocam?
Bize hedef diye gösterdikleri
Ya çölde bir serapmış
Ya da zehirli bir su
Ve susma zamanı
Gönül mahkememin kararı:
Derme çatma hatıraların hükümsüzlüğü
Hepsi bu