Hayatın Tuttuğu Kiralık Katilmiş Aşk

dış cephesi yeni bitmiş,
inşaat halinde ağlak yüreğim
sahibinden satılık,
temelsiz
birkaç düşün üzerine yerleşmiş
masalsı sevgilisini beklerken
ben geldim diye geçtin içimden.
hoş geldin diyip
hiçbir şey sormadan sevdim seni.
ne olduğunu daha anlamadan,
sevgiye yeni oturmuşken,
güzel ruhundan bir lokma tatmışken
kapıya yakın yaşadığından olsa gerek
gittin içimden.

gidiş o gidiş diye devam bölümleri

gitmek her ne kadar aşıklar hukukunda
suç olarak görülmese de
kökten aşkçı yüz ifadenin
beni düşürdüğü acizlik göz önüne alındığında
baştan aşağı suçluydun.
aşka ilişkin basında çıkan
üçüncü sayfaya yönelik
terk ediş hikayelerine benziyordu durumum.
gündeme bomba gibi düşmüş bu sevgide
mağdur olmayı geçtim
suçluymuşum sunumu içimi acıtıyordu.
neymiş
sevmişim bir şey demeden.
ben senden ibaret yaşamaya başlamış halde,
tutku promilim sınırın çok üstünde
her keskin virajı alamayıp
intihara teşebbüs
çarpıyordum gözbebeklerine.
hasar tespit raporlarında
her ne kadar da bir daha sevemez deseler de
ben seviyordum seni
hiç ölmüyordum.
ben geldim derken gülmüştün yüzüme
emniyet kemerimdi bağlandığım gülüşün
hayatta kalıyordum her seferinde.

senle örülmüştü içim.
yapım çalışmaları tamamlanmış,
iç yüzeyi tüm göz kamaştırıcılığıyla senden görünüm
güvenli yüreğim
masalsı sevgilisini beklerken
yine ben
diye çaldın kapımı.
hiçbir şey demeden
yine sevdim seni.
bu sefer kapılarım yok dedim
gidemezsin hiçbir yere
gitmeye gelmedim dedin
sevmeye geldim.

geliş o geliş diye devam bölümleri

bu zahmetli yolculuğun sonunda
bir veledimiz vardı artık.
senden doğma benden olma
adı aşktı ilk kez.
bakalım hangimizin adını söyleyecekti ilk
büyük heyecandı.
bisiklete binmek gibiydi aşk
hep dizimizi kanattı
ertesi gün daha erken kalktık
gün kararasıya dek pedal çevirdik
birbirimizin yokuşlarında.
el ele uçmaya çalıştık
hiç yorulmadık.
arka mahalledeki çirkin teyzenin
elmalarını çalmaktı aşk
korkuyla yaklaştık,
arzuyla düşledik
kırmızı düşlerimizdi kopardığımız an
tattığımızda dünyayı almıştık bir öpüşle.
gol sonrası takla atmak gibiydi aşk
sevincin doruklarında uçuyorduk,
hep kazanıyorduk,
hep seviyorduk.

aşkın elinden ölmek

bir süre dokunmadı bize hayat
canımız ne çektiyse onu yaptık,
var oluşumuza sebep aramaktan kaçtık,
elini eteğini çekti bizden sandık,
cennette yaşadık,
aşkın yüzü suyu hürmetine sandık,
umutlandık.
aşk büyüdükçe sevdi bizi
sevdi mi insan korkar
sevdiklerine birisi bir şey yapacak diye
çok güvendik.

yanıldık
meğer gerçek aşk
işbirlikçiymiş.
hiç anlamadık yanımızdayken
kendi elimizle büyüttüğümüz aşk
hayatın bize karşı tuttuğu kiralık katilmiş.
kafamıza silahı dayadığında uyandık
adı ikinci kez aşk,
eli silahlı yıkıcı aşk.

affı yoktu
zamanı geldiğinde
merhametsiz aşk
öldürdü bizi hiç acımadan.
evlat elinde öldük.
memnunduk,
bilmesek de,
anlamasak da,
istediğimiz oldu,
aşk elinde öldük.
filmin sonunda ölen aşıklardık.

Mutlu

SON