Hayt-ı Gafil
ebede dalar gözlerin ve elbet biter bir gün sözlerin.
gününü gün ederde üstüne binmişsin boşa geçer gençliğin.
ey kör yanı başında doğar doğmaz açılıkla tanışır filistinli kardeşin,
sense istanbul gecelerinde faniyata kazık çakmışcasına gezinirsin.
bilirim felek bağdattaki her çocuk için acıdır izlerin.
ve birden söner ışıklar o yalancı hayat artık tutamaz ellerin.......
sor bakalım karanlığa en son ne vakit gitmiş güneş oralara ?
ve bu gün umut kesti selamı uğramaz oldu vanlı çocuğa.
kaç çiçeğin baharı susuzluktan döndü kışa, dönde bir bak!
bu benden sana bir nasihat;iki vakit arası kadar kısadır hayat....
al bu küpeyi sen kulağına iyice tak ve al şu resme bir bak...
bu ressam bir zamane-i deccal içini yaktı mı bu manzara..... ( burası ? )....
hey gafil ! uyan, kalk sirkelen dayan bu zalim uykuya.
ve sen gafil biraz gayret yumma gözünü bu berrak nura.
al bir kase daldır hayat kuyusundan bu ab-ı hayata.
bir yudumluk vakit kalır bazen izin verilmez bir selama.
ömr-ü billah nefsini ezipte durdun mu sen hiç kıyama ?
ve sen diyar sakın ebedi bir hayatı satma soğuk bir bardağa.... ( o son anda ).......
kalem şaha kalktı kara sayfaya beyaz mürekkep damlatır fecr- i sadıkta.......
Uyaran ve anlayanı ürperten gerçeklere parmak basmış şiir ile duyarlı şair...Tebrikler😙😙