Her Vedada Büyüdük

Aşkın oyasının şavkı düşerdi nehirlerime
Ağaçların kara gövdesine yaslanınca sen
Büyülü gözlerinin isyanı dağlardı içimi
Ellerini dudağının ovalarına götürürken.

Yalnızlık suları basardı göğsümün terini
Işıkları sönmüş bir kentin sel/ası olurdum
Avuçlarım kan olurdu, içerdim kehanetini
Yoksul düşlerimde arasan beni bulurdun.

Onurlu bekleyişlerin kıymığı acıtırdı bizi
Ertelenmiş günlerin takvimleriyken sızı
Mor sarılışlarımızın bitmeyen o yankısı
Kavrardı aşk, çaresiz anlarda nabzımızı.

Gözlerimiz birbirine kamaşırdı ışıksızlıkta
Aynalarda donuk yüzlerdik asil fukaralıkta
Kırılırdık birbirimize, atarken aynı damarda
Biz, sabrımızı acıda sınayan dağlar gibiydik.

Bütün anların yaşanmışlığına sığdık yine de
Kendi saraylarımızın mahzenlerinde yitmedik
Sıkıştık şu kocaman dünyanın ahir labirentinde
Her vedada büyüdük, birbirimizden hiç gitmedik.



Şiirime eşsiz yorumuyla ses ve nefes olan sevgili Ayşegül Tezcan'a en içten teşekkürlerimi sunuyorum...

02 Nisan 2010 560 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar