Hey Siz

Hey Siz

Göğü tuval yapmışlar

Maviden örtü

Beyazdan telve

Adını baht koymuşlar


Sessiz bir martının gagasında yırtıldı duygular

Perdesizliğe hoş geldiniz

Buyurun önce erkekler

Sonra kadınlar

Bu gece soframda

Bolca yağmur var


Yoksa siz bulutlardan mı çekindiniz

Az önce bizde misafirdiler

Hüznü ayıplayıp

Yokluğunuza kelimeler mi giydirdiniz

Evet siz

İçinizdeki kuraklığı

Nasıl seversiniz

Delice esen bir rüzgâr mı

Ardında iz bırakmayan

Öfkeli kumlar mı


Hani az önce damlaları anlatıyordunuz

Güz mevsimine övgüler dizip

Şimşeklere özeniyordunuz

Şipşak fotoğraflar kadar

Hızlı yaşıyordunuz

Evet evet siz


İçinizde bir kare olsaydım bile

Köküme inemezdiniz

Bunca yıl hep savaş istediniz

Çöpünü cebinde taşıyamayanların

Yüreklere hamallık etmesi

Düşünülemez bile


Ağzı süt kokan çocukların savaşlarıydı olan

Biri su tabancası istedi

Bir diğeri iklimleri krize çevirdi

Bir başkası

“Buralar hep dedemin” deyip söylendi 


Gökyüzü yere tükürdü

İçindeki bütün kusmuğu

“Yemişim sürgünlüğünüzü" dedi

Aptal martının teki

Yüreğime dönüp

“Yeter" dedim

Bunca fırça darbesi...

Senin renkli kelimelere

İhtiyacın yok


İşteş eylemlerimin beli büküldü

Ben tangır tungur yağmayı seçtim

Deve tabanı terliklerle

Siz çöle çektiniz

Evet siz 

Önce kadınlar

Sonra erkekler


Herkese yetecek kadar var

Buyurun soframız geniş

Menüde insanlık

Haayır ama siz

Ciğer seversiniz


Unutmak da

Aşka dâhil

Affeder misiniz

29 Ekim 2025 424 şiiri var.