Hızır ve Musa


Ben döktüm gaz yağını

başında aşağıya Notre Dame'nin

İstanbul'da doksandördünde martın

Salacak'tan yurüdüm haki rengi ceketimle

Turşu suyu içmiştim o gün

Soğuktu hava ve hasımlarımla açıktı aram

O yürüdü ben yürüdüm.


Günahtı ama hala severken o kızı

Kahramanca yürüyüşümle caka atarak

Yanından geçtim dağlar kadar kibirle

Hem devletini yıkacaktık küffarın

Büyük Doğu okuyarak

hem de mekruh sevdalar yaşayarak


Selamsız'da devleti kurmuştuk çoktan

Ve bir yeni rejim inşa edecektik yeni baştan

Icadiye'de bir kez daha elini sıktım

Yürüdüm arkasından

çamurlar da benim arkamdan


Ben vurdum Bamiyan'da ilk balyozu Buda’ya

Günahtı put, kupkuru birer balçıktan yalandı

Münadi yürüdü ben yürüdüm

Park Otelin devrilen burçlarına

şedid ve mütekebbir edayla bakarak


Ben kıydım ezidi bakirelerine Ninova'da

Saçlarını kabzetmiş şeytanın hakkı için

Asurun lanetli soyunu kurutmak sevaptı

Mezopotamya'nın sahralarında gün ağarırken


Gazla ben boğdum o çocuğu Halepçe'de

Dedesine sıkı sıkıya sarılırken uyudu

Annesi kaçamadı daha fazla

Takati kesildi gözü bulandı

Serhildan’ı yarım kaldı

18 Nisan 2019 16 şiiri var.
Yorumlar