Hücrem

Mazgalı aralayıp yemeğimi getiren gardiyan,

Selamını getirdi hali nicedir diye sormuşsun gardaş.

Yaz mevsiminde, Temmuz sıcağında,

Dondurucu soğuk hissi veren, duvarların arkasında,

Güneş ışığından azade,aydınlıktan mahrum

Ölü gözü parlaklığındaki ampulün, aydınlattığı hücremde,

Sımsıcak mutlu günler yaşanmıyor ki gardaş.

İçerisinde lağım ve idrar kokusu teneffüs ettiğim

İşkence izleri dolu duvarları, tabanı nemli hücrede,

Soğuktan yatılmıyor at gibi ayakta uyuyorum  gardaş.

Burada yalnızlığıma ortak, iri kuyruklu lağım fareleri,

Onlarda benimle sohbet etmiyor ki be gardaş.

Zamanın atı olduğu yere çakıldı kaldı sanki,

Deh deyip mahmuzlamak kar etmiyor inanki

Attığım dört adımdan sonra kafam duvara çarpıyor,

Uykudan yeni uyandım geçmiş yaşantım rüya sanki

Burada doğmuş burada büyümüş gibiyim be gardaş

Duvarların dışındaki dünyada sanki ben hiç yaşamadım

Küf kokan duvara dayandım başım önüme eğik,

Buradaki mevcudiyetim neden diye soruyorum kendime

Kana bulanmış ellerime bakıyorum elimle ettim

Bedenimle, ruhumla çekiyorum diye düşünüyorum be gardaş.

25 Şubat 2020 174 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar