Hüsran Dolu Bayramımda
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Gönüllerin mutlulukla dolduğu
Yüzlerin tebessüme boğulduğu
Ellerin alna götürüldüğü
Küslerin barışıp yardımlaştığı
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Sabah kalktım annem hadi
Abdestini al camiye dedi
Kalktım gittim de bugün neydi
Geçildi saflara doldu cami
İmam seslendi ey! Muhammed'in ümmeti
Allaha şükrün katlandığı gün bugün dedi
Bir yakarış ki böylesi görülmedi
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Namaz kılındı eller sema ya yükseldi
Gönüller huzura hepten erişti
Peki bendeki burukluğun sebebi neydi
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Cami çıkışı büyükten küçüğe sıra olundu
Herkes bayramlaşır gülüşür oldu
Baktım bulamadım bu sıradaki eksikliği
Sordum kendi kendime yorgunluğumun sebebi neydi
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Ben girmedim sıraya
Öpüp alnıma koymadım hiçbir eli
Benim alıştığım bayramlaşma bu değildi
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Epeyce yürüdüm çıkınca camiden
Yorulduğumu hissedene kadar hiç beklemedim
Daha kilometrelerce gidebilirdi ayaklarım durdum
Nedendi bu yorgunluk gönlüm kan-ter içindeydi
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Yolun ortasında doldu gözlerim
İçime akan gözyaşlarımla yandı bedenim
Sarılıp anama ağlamak istedim
Son bir gayret yürüdüm eve, yıkılmış girdim
Küçük bir çocuk gibi ne yapacağımı kestiremedim
Bu hüsrana sebep neydi anlayamadım
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Yıllar önceki bir bayram geldi aklıma
Ne kadar mutluymuşum o bayram sabahında
Camiye gitmeyi çok isterdim de
Sabah uykumdan vazgeçemezdim
Kalktığımda namazdan dönüyor olurdu herkes
Bir sevinç bir mutluluk hep yüzlerde bir gülücük
Babamızın gelmesini beklerdik hepimiz
O gelmeden annemizin elini de öpmezdik
Sonra babam gelirdi,sırayla önce annemle
Sonrada büyükten küçüğe bizle bayramlaşırdı
Ben küçüktüm o zamanlar, bazen
İki defa sıraya girdiğim bile olurdu
İkincide babam beni kucaklar
Anladım harçlığını almadan gitmeyecek der
Elini cebine atar çıkardığı paraya bakardı
Ben sevinirdim herhalde hepsini verecek diye
Babam bir iki lira verirdi bana
Ben sanki biraz üzülürdüm
O bu durumu anlardı
Alırdı beni kucağına
Onlar evimizin harçlığı derdi
Ben anlamazdım,bu ev harçlığı ne yapacaktı
Düşünürdüm bir bir
Ne markete gidip şeker alabilirdi o parayla
Ne de top alıp oynaya bilirdi
İyice kafam karışırdı, inanırdım yinede
Babam dediyse, evet o evin harçlığıdır
İşte bütün üzüntüm bu kadar sürerdi
Ben yine kahkahalarla gülmeye başlardım
Babam hanım ben bi abdest tazeleyim
Diye seslenirdi anneme
Kalkıp abdestini yenilerdi
Annemde seccadesini sererdi yere
Ben babamı izlerdim, o gelirdi
Nedense elinde havlu olduğu halde
Elleri hep ıslak olurdu sonra yaklaşırdı bana
Ellerinin ıslaklığıyla önce elimi sonra
Çikolata kalmış diye dudaklarımı
Burnunda temiz olsun der burnumu
Yüzümü kollarımı saçımı kulağımı boynumu sıvazlardı
Sonrada elindeki havluyu kafama atar
Gözlerimi kapatırdı, ben biran onu göremezdim
Hemen indirirdim havluyu, o da bana
Ayaklarını da yıkamayı unutma der
Seccadeye varırdı
Şapkasını ters çevirir namaza başlardı
Ben anneme koşardım, anne
Zaten cami de namaz kılmadılar mı
Hadi artık kurbanı kesin diye bağırırdım
Annem saçlarımı okşar
Bu güne ulaşmak herkese nasip olmaz
Şükretmek teşekkür etmek gerekir derdi
Aslında ben ne demek istediğini tam anlamazdım
Bu güne ulaşmak herkese nasip olmaz diyordu
Oysa günler öncesinden hazırlanmıştı herkes
Düşünürdüm ne demek istediğini anlayamazdım
Hemen kurbanımıza bakıyım der
Aslında anlamadığım sözden kaçardım
Babam namazını bitirip dönerdi
Önceden bileledi bıçakları alır
Tekrar tekrar keskin mi diye bakardı
Ben yine duramazdım, zaten onları bilemiştin
Hadi artık kes şunu baba derdim, babam
Ciddileşirdi her zamankinden farklı
Dolu dolu tok titrek bi sesle
Hiç duymak istemediğim bir anımı hatırlatırdı
Hani sen parmağını kesmiştin hatırladın mı derdi
O an kesilen parmağım sanki sızlardı
Farkında değildim ama
Hatırladıkça hep o parmağımı tutarmışım
Evet derdim usulca, babam devam ederdi
İşte senin canın nasıl yandıysa o gün
Bu kurmanda çok daha acı çekecek bu gün
Ben üzülürdüm, babam buna dayanamazdı
Devam ederdi konuşmasına
İşte olum çok fazla acı çekmesin diye
Tekrar tekrar bakıyorum derdi
Ben artık konuşmaz susardım anlamış gibi
Ama yine tam olarak anlamazdım
Sadece kurman biran önce kesilsin diye susardım
Babam kurbanı yatırır
Ayaklarını bağlar gözlerini kapatırdı
Konuşmazdım ama babam sormak istediğimi bilir
Ben sormadan anlatırdı
Üç ayağını bağladım ki bana zorluk çıkarmasın
En hızlı biçimde kesiyim uzun süre acı çekmesin
Bir ayağını bağlamıyorum ki canı rahat çıksın
Gözünü kapatıyorum, bıçağı görüp ürküp korkmasın
Sonra bıçağı sertçe hızlı bir şekilde boynuna çalardı
Gerçekten kurbanı hiç zorluk çıkarmazdı
Kopan boyunda bir bağırsağı bağlar
Sonrada yüzmeye geçerdi
Bak olum derisini kesinlikle yırtma derdi
Ben niye böyle dediğini anlamaz şaşkın bakardım
Anlamadığımı anlayıp devam ederdi
Bu bir deri bizim işimize yaramaz ama
Bir bir toplanan binlerce deri memlekete fayda sağlar der
Hem konuşur hem eti deriden ayırır
Kısa sürede yüzme işlemini bitirirdi
Bana dönüp koş et için kap getir derdi
Ben önceden getirdiğim kabı verirdim
Babam aferin sana derdi
Kurbanın en güzel etlerinden keser
Annene ver, babam çok açıkmış de der gülerdi
Bende gülerek koşar gibi götürürdüm
Annem çalı meşe çam gibi ağaçların dallarından
Kocaman bir köz yığınının yanında beklerdi
Ben eti verirdim, babamda işini bitirip gelirdi
Babam kurman etinin yağda pişmişini sevmezdi
Közlenmiş birazda üzerine is kokusu sinmiş severdi
Etler güzelce pişer hep beraber afiyetle yerdik
Nedense sadece anneme pişirdiği etten hiç kalmazdı
Biz kalktıktan sonra annem kendine yeniden pişirirdi
Aslında sofrada başından beri olurdu annem
Ama nedense biz doyup kalkmadan kalkmazdı
Sonra hep beraber çıkardık evden
Köyde neredeyse bütün evlere giderdik
Küçüğü büyüğü herkes babama saygı duyar
Yol açar özen duyardı, onların bizde
Kıskandığı bir şey vardı, mutluluğumuzdu
Mutluluk aynaya baktığımızda gördüğümüz şeydi
İşte benim alıştığım bayramlar böyle geçerdi
Bu gün gerçektende bayramıydı
İmam efendi vaazda söyledi
Bu gün bayrammış
Eve girip dona kaldım, ne sıra vardı bekleyen
Ne beklenen babaydı gelen
Annemdi kapıya yaşlı gözlerle bakan
Tutmak istedim yaşlarımı özümde
Gözlerime dur dedim de dinlemedi beni yine
Ağladı annemin parçalanmış yüreği önünde
Yürüdüm bayramın mübarek olsun anam
Bile diyemedim, gözyaşlarım doldu dileme söyleyemedim
Yutkundum sadece, hıçkırıklarla birlikte
Biran karşımdaki ayna ilişti gözüme
Baktım kendimi bile göremedim içinde
Doldu hüsranlar yüreğimden taştı gözlerime
Dönmek mümkün olsa dönerdim o günlere
Bedeli maldan candan yardan geçmekse bile
Babam elini öpemedim kusuruma bakma
Yokluğunda geçen hüsran dolu bayramımda
Bayramın mübarek ruhun şad olsun baba
(BAYRAMIN KUTLU RUHUN ŞAD OLSUN BABA)