Hüzün Demeti - 1

Masalarımız ayrı olsa da iş hayatında seninle
(Bilgisayarlarımız da dahil..)
Odamız birdi ama, masaüstü telefonumuz bir..

Hep aynı dahili numaradan ulaşırlardı bize (1224)
...hem bir keresinde bir alacak-verecek meselesi yüzünden
Sürekli -dış arama- gelmişti ya hani bana, canım sıkılmıştı ya
İşte o anlarda ben demiştim ya sana -şayet beni falanca-filanca
Arar ise lütfen, Ercan Bey toplantıda- der misin...? diye

Sen o kahraman hallerinle her telefona bakmış;
Benim için yalan söylemiştin ya hani
...
Hergünümüz sıcak bir ?günaydın' ile başlardı
Ve sen hatırlar mısın, ben daima senden evvel gelirdim işe
(senden habersiz) oysa ne diye bilmem, sırf sana şirin görünmek için belki...
Saatimi ayarlardım, yenisini bir türlü alamadığım o cep telefonumdan...
Pencereni açardım, masanı toparlardım, sümbüller alırdım sana
Yoldaki çiçekçiden...
Sabahları ne de güzel kokardı öyle, bütün güzelliğiyle
Tam da bilgisayarının sol yanına koyardım, vazo içinde...
Sonra Mehmet Efendi'ye haber verirdim
- abi (derdim) şu odaya bir paspas atar mısın
- zira bizim küçük hanım az sonra gelir

Gelirdin;
Pastaneden benim için de aldığın birkaç poğaça elinde
Üzerinde sana en çok yakışan işkadını giysileriyle...gelirdin
Bazen liseli kızlar gibi de giyindiğin olurdu
Önce selam verirdin, üstünü düzeltirdin,
Çantanı da bırakıp kişisel dolabına, sonra doğruca çay ocağına giderdin
Kendi işaretli fincanlarımıza kendi ellerinle çay doldurur, getirirdin

Saat 09:00'a kadar hiçbir işe el atmazdık
Sen kahvaltı sonrası makyajını tazelerdin
Ben ise cebimden çıkardığım buruşuk bir kâğıttan
En son şiirimi okurdum sana
Sen en çok da şu -esra-r- lı düşlerimi merak ederdin
? bana da şiir yaz ? derdin, dudak bükerdin
Çocuktan bir farkın yoktu / -hayır, olmaz- dediğimde mızıkçılık yapar
Bir bahane uydurur, bir yan odaya koşar adımlarla geçerdin

Derken yoğun iş temposu...
Hangi grafiğin nasıl çizileceğine
Ve hangi istatistiğin nasıl yapılacağına dair sorular sorardın bana
bütün bilgeliğinle

Bir çizelge hazırlardın, dosya açardın..raporlara bakardın klasörler dolusu
Önümüzde kimbilir kaç yüz vatandaşın ismi, kaç yüz T.C. kimlik no.'su
Kaç yüz sigorta kartı, işgöremezlik belgesi..onun o'su, şunun bu'su
.....koltuğa kurulurduk ve zihnen yorulurduk

Öğle-n olurdu sonra
Hep aynı asansöre biner, aynı merdivenden çıkar
Aynı yemekhanede aynı yemeği yerdik...aynı masada
Saat 13:00 olana kadar işbaşı da yapmaz idik
Sen kahve pişirirdin, ben sana fal bakardım
Diğer çalışan personel mi...umrumuzda olmazdı
Son sigaramızı içerken öğle-nden sonraki mesai öncesi
Senin kulağına -çemberimde gül oya- türküsünü söylerdim

Ya şimdi
Senden hiçbir zaman paydos etmediğim
Bu ekmeğimi bir şekilde kazanmanın peşinde
Ama (helal) alın teriyle
Bu -yaşamak- işinde
.......pembe gül idim, soldum
Aleme ibret oldum
Karşı karşı dururken yüzüne hasret kaldım
Al beni, kıyamam seni...

Türküler dili ile / ve Demet, sahi...

29 Ağustos 2011 180 şiiri var.
Yorumlar