Hüzün Saltanatı

daralıyor ruhum
düşüncelerim boynumda kement
gelgitler yumağı âdeta zihnim
bakışlarım çıkmaz sokağa namzet
adımlarım bir ileri iki geri
sayamadım uykusuz geceleri
bilmem ki ben miyim yokluk
yoksa yok muydu varlık

çaresizlik pranga gibi ayağımda
avuçlarım yalnızlığı tuttu hep
kimsesizim ve sessizim
bataklığa saplandı özgürlüğüm
nerede gözyaşını silecek gökteki el
hiçliğim duygularımı sürükler peşinden
sebepsizim ve hesapsızım
zamanı belli
belki ben habersizim

kar taneleri simsiyah
yağmur göğe yağıyor
gidiliyor geri geri, çıkılıyor aşağıya
mutluluk eski günlerde saklı
hüznün sesi yüksek çıkıyor her sokakta
bilmem ki karanlık ne kadar saklar aydınlığı
yalnızlık ne zaman kucaklar umudu
güneş doğmadan batıdan
bir ses duyulur mu sevgi ülkesinden
silinir mi zulmetin karanlık çehresi

13 Ocak 2016 64 şiiri var.
Yorumlar