İçime Dert Olurdu İstanbul
saklandığı adaları vardı sensizliğimin
iskelesi korkuluklarına yaslanırdı
sokakta kalmış perşembem
denize küs yüzüne değerdi
karaya vuran tebessüm
ve iki gözüm
uyku sersemi bakınırken
çıplak mavinin tuzuna
içime dert olurdu İstanbul
çöp kadınlar çizerdi çocuksu yanlarım
rengi soluk duvarlarıma
doğrular çizerdi kesişmeyecek
örümcek ağlarına takılırdı gökyüzüm
ve şarap tortusu hüznüm
dokuz kere geçerdi
dokuzuncu senfoninin içinden
kemanlar ağlardı habire
küfürbaz ellerime
içime dert olurdu İstanbul
utanırken iki günlük sakalım
dağınık saçlarıma
gündelik sesleri ıslanırdı simitçi tablalarının
semaver deminde yalnızlaşırdı
incebellimin sıcağı çayhanelerde
iki kaşık sen olurdun karıştırdığım
ısınırdı soğuğumda üşüyen öfkesi
alı-mor gözaltılarımın
rüzgar güllerini tırmalardı
fırtına kuşlarının serçe parmakları
içime dert olurdu
sokakta kalmış perşembem
içime dert olurdu İstanbul
Bu şiiri daha öncede defalarca okumuştum. Burada görünce yine okudum. Bu perşembenin yeri oldukça önemli. yaşamımızda bizimde unutamadığımız günler yok mu işte onun gibi.Küsmelerde yalnızlığa sığınışımız ve yine de baktığımız her yerde sevdiğimizi gördüğümüz kızgın ama sevdalı hallerden bir gün. ama hayatın güzelliği semaver ince belli bardaklari simitçi rüzgar, üşüme, hepsi pesperişanlığın ifadeleri. kendimi bu şiirle İsatanbulda sokakta bulurum. Yalancıktan bir onbeş günlük hukuk , parasızlık. kar., paltosuz yedi tepesinde yediğim tipi... Yüreğine sağlık demir Bey.Tebrikler.
ben bu şiiri alıp yastık altıma gideceğim üstad... kutluyorum papatyalar yürğeinize
çöp kadınlar çizerdi çocuksu yanlarım rengi soluk duvarlarıma doğrular çizerdi kesişmeyecek örümcek ağlarına takılırdı gökyüzüm ve şarap tortusu hüznüm dokuz kere geçerdi dokuzuncu senfoninin içinden kemanlar ağlardı habire küfürbaz ellerime içime dert olurdu İstanbul
bu gece okuduğum güzel şiirler üstüne cilaydı bu hocam... süpersin👍👍👍👍👍👍👍