İdam Güncesi
sen hiç topal atla cenk meydanında vuruştun mu be Ziya
henüz ölmemiştim o zamanlar
ölmemişti bizim çocuklar
şiirler de bu kadar anlamsız değildi ha
her dizede bin anlam kuşanırdı başkaldırışlar
manşetlerde adım okunurken
en çok
terk ettiğim akşam gözlü kadınlar ağlardı
ve yüreğim
teselliyi onların gözyaşlarında arardı
hepsinin saçları mona rosa kokar
hepsinde ağzım efkârı tadardı be Ziya
içmeyi de bilmezdim o zamanlar
Müzeyyen söyler ben ateşi karardım
erkek adam ağlamazdı ya Ziya
ağladığımı kendimden bile saklardım
çok sonra eski bir dosttan duydun
Süreyya kendini asmış
birkaç satır vedayı çok görmeden kendine
ilmek ilmek dara çekilişlerim bu yüzdendi
sırf bu yüzdendi sessizliğim
son bir defa göremeyişim
ve alnından öpemeyişim sızardı iliklerime
hayırsız herifin tekiydim işte
son mektubum Feride'den gelmişti
'gayrı dayanamam ben bu acıya
ya beni de götür ya sen de gitme' diyordu
ben gittim
gittim ya Ziya
sanki bir memleket terk ettim
kirlendim
ziftlendim
Feride'nin son bakış izlerini gözlerimden silemedim
sen hiç kanayan dizlerinle cenk meydanından savuştun mu be Ziya
henüz ölmemiştim o zamanlar
öldürülmemişti aşklar
anamın nasırlarındaki şefkat gibiydi inançlar
kaldırımları omuzlarında taşıyan bir şairdim
ve en çok babamdan çekinirdim
her gece duvarlara yıldız işler
her şafak büyülü düşlerde gezinirdim
kaçaktım
açtım
yakalandım
kimyası bozuk adamlar tanıdım
babayiğit çocuklar
her birinden bir anı kaldı feri sönmüş gözlerime
kimsesizliğime
bir gece hayli geç bir saatte
dalına çaput yerine urgan bağlı o ağaca yollandım
işkence mühim değil de Ziya
ölmezden evvel anamın ellerinden tutamadım
baba diyen bir çocuğun sesiyle bayramlaşamadım
şimdi benden kalan dizeleri okuyormuş bizim çocuklar
sen hiç bir mezarın adı oldun mu be Ziya
İlk kez bir şiirinizi okudum.Nihayet damakta ve dimağda tat bırakan bir şiir.Gün'e fazlasıyla yakışmış.Tebrik ve selamlarımla hanımefendi.
Şairin biri şöyle seslenmişti : “Annem gömütleri suluyordu Yaşı yaşıma denk geliyordu”
İpin ucu ince uzun bir yol,
Züleyha Selçuk iyi bir şair,
Kutlarım.
Sevgiyle.
Fazıl Say - Black Earth / Kara Toprak şiire şaireye hediye..
hee,,,,, şunu derseniz şaire ; hiç idam oldun mu, asıldın mı işkence gördün mü ? hiç asılmadım işkence görmedim .ayaklarımdaki yanıklar elektrik yanığı değil.. kafadasımın üstündeki çukur çin işkencesi deforesi değil.. çamaşır askısına mandal astım ama hiç filistin askısında asılmadım. onun için omuz kaslarm gayet hasarlı hala .. hee bak; hiç şiir yazdım mı?/ hayır.. saygımkere efendim..
hayır..! henüz bir mezar adı olmadım ama mezar taşımı şimdiden hazırladım.. yassı bir dere taşını kazıdım 'doğdu,sevdi,öldü'yazdım.en güvendiğim geride kalacak olanlardan birine vasiyet ettim.. peki sen hiç can yarılarını kendi elinle mezara koydun mu şaire?9 tahta ile üstünü örtün mü hıı? yok öyle ölümü şiire tasvire sayın şaire.. yaşamak lazım birde..senin hiç canın öldü mü şaire.. benim çok canlarım öldü ben yaşıyorum işte.. kendi ellerimle mezara koydum, kendi ellerimle kefen bağını çözdüm, kendi ellerimle 9 tahtayı üstüne düzdüm..evet beni doğuranı gömdüm ben kendi ellerimle .. bilahare babamı abilerimi ablalarımı kız kardeşimi .. bilirmisin adı ne idi kızkardeşimin ? 'elmas'..! daha 40 ı çıkmadı abimin..