İğneli Kasım Düşleri
Ummandan gelen
Sureti kazıdı
Beyninin derinlerine
Bir çırpıda
Düşünmedi
İnsanın kanayabileceğini
Çünkü
O
Hiç kanamamıştı
Tükürerek kustu
Uzaklı sevdaların yüzüne
Nasılsa
Umuttu
Sancısız güz
Ekim toprağında
Oysa
Zamanın çeperinde
Eskiyip
Tez
Tükendi
An'a
Mutlanan günleri
Alıp ham yanına
Kasım düşlerini
Göğün kararan göğsünde
Aç/tı
Gecenin gözlerini
Sinsiliğinin
Eğe kemiğinden törpüledi
Yalnızlığını
Sarsak kelimelerle
Yeniden
Uzattı sesini
Bilmediği
İklim yolcularına
Nefesinin
Soğuk rüzgârında
Üşüyüp
Kefensiz yatanların
Yanı başına devrildi kırgın yaşamlar
Ve
Uyanmadılar bir daha
Yabancı sabahların koynuna
Yol bitti