İhanet Kokusu

Kalbini tohumladığın mektupların yok artık
Hissizleşti mi kaynayan dudakların?
Hüviyetsiz bir aşk gibiyim, kaskatı
Tam ortasındayım mezarların ve zindanların
Çıkmaz sokak ruhum, her yanım kapalı
Leş gibi kokan utanmaz bir gecede sırtım
Ve ölümü üfleyen kupkuru bir sel yalnızlık!
Kin, içine bir garip çekiyor adamı bilemezsin...
Uçurum gülüşü rüzgarın kirli tellerinde
Bir ürperti, avuç avuç isyan!
Sesleri kapkara, elleri kahır sarısı
İhaneti omuzlayan yüreğinle nefes alamazsın
Hain kokusu boğar en zirve sevdanı
İğrenç bir ter kokusu, aybaşı kokusu
İhanetin kokusu; çirkef bir domuz kokusu
Değil yedi, yetmiş bin duş alsan geçmez üzerinden
Apaklayamaz bahar, paklayamaz!
Seyyale libasın olsa,
Dicle, Fırat hırkan olsa ne yazar!
Ciğerlerine işlemiş Fikret'in İstanbul'u
Ücra en sokakların bile kokuşmuş
Ağır sis gibi çökmüş hücrene kadar
İhanet kokusu...
07/11/2014

12 Kasım 2014 48 şiiri var.
Yorumlar